* Erkek, eşini aldatıyorsa ve nedeni hayatında arzu ettiği kişiyi bulmuş olması ise, yapacağı tek şey, seçim yapmaktır. Seçim yapıldığında, duygusal hasar iki taraf için de en aza iner. Çünkü herkes için devam edecek olan yanılsamasız bir hayat vardır. Ancak bu seçim, söz konusu olan 3 kişinin de hayatını değiştirecek bir karardır. Bu nedenle dikkatli olunmalı...
* Aldatılan kadın, kocasıyla beraber olmayı veya olmamayı seçemez. Ama hayatını onunla veya onsuz yönlendirebilir. Evdeki kadın açısından zor olan, evlilik kurumunu temsil etmesi ve istenmeyen kadın durumuna düşmesidir. İkinci kadınsa sevgi bağıyla kurulan ilişkiye, kaybetme şansının yarı yarıya olduğunu bilerek başlamıştır.
* Eğer evdeki kadın aldatıldığından habersiz ise, mağdur olan kişi odur. Çünkü, olan bitenden habersiz, seçme şansı olmadan iyi bir evlilik yaşadığını düşünür. Diğer kadının durumu da daha farklı değildir. Çünkü evdeki eşe hissettirilmeden yaşanılıyorsa, evdeki kadın kaybedilmek istenmeyen kişidir.
* Diğer yandan erkeğin seçimini zorlaştıran toplumsal baskılar, iki ayrı ev açmaktaki ekonomik zorluklar veya kazanılanların paylaşılması, alışılagelmiş bir yaşamın değiştirilmesinden doğan korkular vardır.
* Ayrılık, enine boyuna her şeyin hesaplanmasını gerektirir. Özellikle evlilik veya uzun süren beraberliklerde bu durum taraflar için yıpratıcı olabilir. Bu süreç sık sık iniş çıkışlarla dolu bir dönemdir. Bu dönemi daha kolay atlatabilmek için profesyonel yardıma ihtiyaç duyulabilir.
* Yine de hiçbir zaman böyle durumlarda doğru olanın ne olduğu bilinemez. Çünkü erkeğin yapacağı seçim ile bir şekilde taraflardan biri kayıp yaşayacak ve üzülecektir. Burada doğru düşünmeye, buradaki kazanç ve kayıpların hesaplanmasına ihtiyaç vardır. Unutulmamalıdır ki, olay nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın bu dünyanın sonu değildir. Yeni duruma uyum sağlamak daima kişilerin elindedir. Pratikte herkes için bir hayat vardır. Burada en uygun davranış, her zaman olduğu gibi kararlılık ve dürüstlüktür.