Türk milletinin "YavruVatan" dediği Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde (KKTC), hükümet krizi yaşanıyor. İktidardaki koalisyonun sona erdiği bu işe "Kriz" denilmez ve resmen çirkinbiroyun olarak değerlendirilir. Biraz balık hafızalı olduğumuz için hatırlatarak anlatalım!.. KKTC'deki Meclis, 50 milletvekilinden oluşuyor. 25'ten fazla sandalyeye sahip parti, tek başına iktidara gelebiliyor. Şimdi Cumhurbaşkanı olan MehmetAliTalat'ın partisi CTP, seçimlerde birinci parti olmasına rağmen 23 milletvekilinde kalmış, RaufDenktaş'ın oğlu olan SerdarDenktaş'ın partisi (DP) Demokrat Parti ile (7 milletvekili vardı) koalisyon kurmuştu. Kadere bakın ki, CTP solcu parti idi. Türkiye'ye karşı çıkıyordu. Hatta Kıbrıs'ta barışın, Ankara ve Denktaşlar ile o zamana kadar KKTC'de iktidar olar sağ parti UBP yüzünden sağlanamadığını öne sürüyordu. Mehmetçik'in adadaki varlığını da diline dolamış, Rumlar'ın partileri gibi propagandalar yapmıştı. O CTP, Annan Planı'na "Evet" diyen CTP idi. Oğul Denktaş'ın partisiyle koalisyon kurulunca, önce M.AliTalat'ın başkanlığında, biraz olsun gerçekleri gördüler. Talat Cumhurbaşkanı seçilince, yerine parti başkanı ve Başbakan olan FerdiSabitSayer de Rum tezgâhını anladı. Daha doğrusu, anlamış göründü! Ne zaman ki, geçenlerde yapılan ara seçimde CTP milletvekili sayısını 35'e çıkartınca, demokrat solcu geçinenlerin maskesi düştü. Muhalefetteki sağcı UBP ile ortakları, DP'den istifa eden 3 milletvekiline kanca atıp yeni hükümet kurma yoluna gitti. Ortakları DP'yi hemen sattı! Bu durumu, Rumlar ve Rum hayranları ile işbirlikçileri "Denktaş'larınadadansilinişi" olarak yorumladı. Demokrasi havarisi solcuların sağ partilerden ayarttığı transferlerle yeni döneme girildi. (O konuları yazacağız inşallah!) Şimdilik, sadece "Denktaşadıbumilletinkalbindesonsuzakadaryaşayacak.Bugününmakamsahipleriiseakıbetlerineyanacak" diyoruz.