Aslında bugün, Hürriyet yazarı AhmetHakan ile Vatan yazarı İclalAydın arasında devam edegelen "seviyelipolemik" üzerine birkaç satır karalamak ve bu derin polemik sayesinde Türk düşün hayatının ne büyük bir aşama kaydettiğini aktarmak isterdim. Etkilenmemek mümkün değildi çünkü. Kadın yazar "Senin hiç şöyle şöyle sevgilin oldu mu?" diye soruyordu. Erkek yazar, "Ah İclal, sen adamı kadından bile soğutursun" şeklinde yanıtlıyordu. Ertesi gün kadın yazar, "Düş yakamdan Hakan!" diye feryat ediyor. Erkek yazar da buna "Seninle işim olmaz, seçtiğin gamzeli kurbanla yetin" mealinde bir cevap veriyordu. Derin ve anlamlı polemik buydu işte!
***
Fakat aynı gün Hürriyet'te CüneytÜlsever'in yazısını okuyunca, önceliği bu arkadaşa verdim. Lübnan'a gidilsin'i savunuyor ya! Bu görüşe karşı çıkanları şöyle suçluyordu yazısında. Emperyal olmakla emperyalist olmak arasındaki farkı anlamıyorlarmış! Belli ki mektep medrese görmüş bir yazar bu arkadaş. Fakat aradaki farkı bakın nasıl açıklıyordu:
***
Emperyalistdevlet, Marksist terminoloji tarafından üretilmiş bir kavrammış. Askeri güç kullanarak istediğini yaptıran devlet demekmiş emperyalist devlet. Emperyaldevlet ise, "gücünühissettirerekistediğiniyaptıran" devlet oluyormuş!
***
Emperyalist devlet, askeri gücünü caarrt diye koyuyor, işgal ediyor, istediğini yaptırıyor. (Bakınız Amerika!) Emperyal devlet, gücünü hissettiriyor yine istediğini yaptırıyor. (Bakınız yine Amerika!) Ne farkı var be iki gözüm?