Ukalalık olsun diye yazmıyorum. Zaten de o kadar çok sözü edildi ki, bilinmez olmaktan çıktı. Neo-con'luk, Amerika'da şimdilerde, BaşkanBush ve adamlarının izlediği ve temsil ettiği dünya görüşünü özetliyor. Bunlar kendilerine "Yenimuhafazakar" diyorlar.
***
Muhafazakarlar ama dünyanın altını üstüne getirmekten de geri kalmıyorlar. Bu nasıl muhafazakarlık ise... Irak'ı paramparça ettiler, mezhep boğazlaşmasına sürüklediler. Şimdi sırada Lübnan var. Daha sonra Ürdün, Suriye falan neden olmasın.
***
Şimdi gelelim, "Lübnan'a mutlaka gitmeliyiz" diyen bizim Neo-con'larımıza... Önemli bir noktayı ıskalıyor olabilirler mi diye endişe ediyorum. Erdoğan Hükümeti, "İslamihassasiyetleri" bilinen bir hükümet. Muhafazakarlıkları da öyle... Demokratmuhafazakar diyenler de var ama demokratlık kısmı, keserin sapı hikayesi...
***
Lübnanheyecanı, bir miktar Sünnihissiyatlardan ilham alıyor olabilir mi? Yoksa sadece Lübnan'da, hürriyet ve demokrasinin inşasına katılma arzusu mudur? Ve de uluslararası camiada elde edilecek söz sahipliği midir? İkinci sebepler, birinci sebebin kılıfı olmuş olabilir mi?
***
Ben naçizane, ülkelerin yürüttüğü askeri ve sivil diplomasilerde, o sıradaki hükümetlerin oynadığı rollere bakıyorum. ClintonAmerika'sı ile BushAmerika'sı arasındaki farkları gözden geçirince, Türkiye'nin diplomasisinde de buna benzer bir değişiklik olabilir mi diye endişeleniyorum. Türkiye'nin sünnibirrol üstlenmesinin, Bush'un üstlendiği rol ile örtüşmesi pekala mümkün görünüyor.