Teniste 1968 yılında başlayan "Açık Dönem", Grand Slam'leri çok daha anlamlı bir hale getirdi ve bu turnuvaların "evrensel kimliği" ön plana çıktı. Bu anlamda belki de "yerel" görüntüsünü en fazla koruyan turnuva, her zaman olduğu gibi yine Ağustos ayının son Pazartesi gününde başlayan Amerika Açık. Geride kalan 38 yılda elde edilen şampiyonluklara baktığımızda bu tablo çok daha net bir biçimde ortaya çıkıyor. Gerek erkeklerde, gerek bayanlarda Amerika tam 19 "yerel kahraman" çıkarmış. Yani kazanılan şampiyonlukların yarısı Amerika bayraklı. Üstelik uzun soluklu seriler söz konusu gelen bu zaferlerde. Özellikle bayanlarda 1971 yılında efsanevi Billie Jean King' le başlayan, Chris Evert ile doruğa ulaşan ve Martina Navratilova'yla 1987'de son bulan 16 yıllık dönemde şampiyonluk yalnızca 2 kez farklı ülkeye gidiyor. Erkeklerde de 80'lerin altın ikilisi Jimmy Connors, John McEnroe ; 90'ların starları Pete Sampras ve Andre Agassi abone oluyor finallere. Ama son yıllarda Avrupalı raketlerin ışıltısı biraz gölgede bıraktı "Amerikan Yıldızlarını". İki yıl önce tarihte ilk defa bir Rus finali bile izledi, Arthur Ashe'nin konforlu koltuklarında Amerikalılar. Artık '03 şmpiyonu Andy Roddick ve bu yıl dünya beşinciliğine kadar tırmanan James Blake'ten umutla iyi haber bekliyorlar. Bayanlarda ise Williams kardeşlerin ve yorgun Davenport'un kortları yeniden alevlendirmesi zor görünüyor.