Türk basınında yer tutan, akil, Türkiyeci, barışçı ve antiemperyal kalemler, Lübnandavetiyesi üzerine son derece sağduyulu görüş ve yaklaşımlar sergilerken, Bush'çu tayfa atak üzerine atak tazeleyip, inanılması imkansız bakış açıları sergiliyorlar. Tutunabildikleri tek argümanları şu: Lübnan'ıseyredersek,bölgedeetkinbirrolüstlenemeyiz.
***
Kabul etmeliyiz ki, bu laf kulağa çok hoş gelen hayli cafcaflı buir laf. Efendim, kim istemez Türkiye, ekonomisi, askeri gücü ve sosyal politikaları ile bölgede etkin ve aktif bir aktör olarak yer alsın. Kim istemez. Ama istemekle olsa, dükkan sizin buyrun, girin, kapışın, çatışın, sonra da hesapsız çavuşlar, döner poposunu avuçlar, şeklinde öylece kalın
***
Neden mi böyle düşünüyorum? 1-Dünya politikasında haybedenhamasetin hiç bir işe yaramadığını bilirim. 2-Bush Amerika'sının asla güvenilmeyecek bir müttefik olduğundan zerre kadar kuşkum yok... 3-Lübnan'da verilen mücadele barış ve demokrasi mücadelesi değildir ki, "insanlık ve yerküre adına" sorumluluk üstlenelim. Palavrayı bırakıp bu sorulara cevap versinler o vakit tartışırız.
***
Ayrıca... Türkiye Lübnan'a girdiği zaman, hangikimlikle girecek söyleyin bana... Daha doğrusu oradaki özelatmosferveözelçatışma sebebiyle, nasıl bir kimlikle algınlanacak? Ortadoğu'da bugün sürmekte olan çatışmalar, esas olarak mezhepçatışmalarıdır . Yani mezheplerin iktidar çatışmalarıdır. Türkiye de "sünni" kimlikle algılanacağı için bodoslama mezhep yangınına girmiş olmayacak mı? Cevap verin Bush'çular!