Anelka denen ölü adamı yürütmek için harcanan zaman, bir başka yabancı için harcansa, Fenerbahçe Avrupa'da hedef küçültmezdi. Anelka ne hoş pusular kurdu Fenerbahçe'ye... Fenerbahçeli yöneticiler, nasıl da doğal karşıladı bu edepsiz gösterileri. Şimdi taraftar nasıl karşılıyor, Şampiyonlar Ligi merdiveninden düşüp, UEFA hayallerine tırmanmayı? Fenerbahçe'den hıncını almak için hazırlanmış gazetebaşlıklarına bakınca, daha güçlü bir takım kurması gerektiğini "nihayet" fark ediyor mu yöneticiler? Yabancı çığırtkanlığı yapıp, takımı gariban yerlilere teslim eden o yöneticiler, kendilerinin hak ettiği bir cezayı, taraftara ödetmenin gururunu apolet yapsınlar. Ne yaptıysa onlar yaptı. Anelka ve Appiah! Aynı forma altında, ayrı dünyanın iki insanı... Biri savaşta ölü taklidi yapan korkak! Diğeri, yaralı arkadaşını sırtında taşıyan yaralı asker. Biri Fenerbahçe'yle oynayan züppe. Diğeri hayatıyla oynayan işçi. DinamoKiev karşısındaki Appiah, takım aşkının işaret fişeğiydi. Gece boyunca arkadaşlarına servis yaptı. Anelka, çakırkeyif bir akşamda kendine servis yapıyordu besbelli. Yıllardır dikilmeyen soldaki delik, Rüştü'nün karşısına bir kez olsun dikilmeyen yöneticilik, hangi ruhun temsilcisidir dersiniz? Dışıkandırılmıştaraftarın,içiyandıyine. Özel bir yılda ilk raundu kaybetmek, böyle kolay mı olmalıydı. Şampiyonlar Ligi yolunu ruhsuzluk kapattı. Appiah'da taraftar ruhu vardı. Anelka yönetici ruhunun temsilcisiydi. Appiah yüreklerde kazandı, yöneticiler kaybetti. Ne yazık ki, Fenerbahçe'yi Appiah ruhu değil, Anelka ruhu yönetiyor. O yüzden bir türlü kıyamadılar Anelka'ya... "Fenerbahçe'yekıymakvarken..."