Hastanelerden biri özel hastane, diğeri Sağlık Bakanlığı'na bağlı araştırma hastanesi... Canları yanmasın diye isimlerini saklı tutuyorum. Gerçi özel hastaneler de artık Sağlık Bakanlığı'na tamamen bağlanmış durumdalar, o yüzden SağlıkBakanlığı'nın, sağlık hizmetlerine nasıl baktığını ortaya koymaya çalışacağım.
***
AraştırmaHastanesi İstanbul'un göbeğinde her yıl yüzbinlerce hastaya hizmet veriyor. Yakından biliyorum, çok değerli bir sağlık kadrosu var. ÖzelHastane ise çok büyümüş bir varoşta. Tertemiz, becerikli bir kadroya sahip Semtin hastaları içinde kaynıyor.
***
Özel hastanede hizmet veren bir tabip arkadaşım, geçen gün sanki bakanlıktan duyacaklarmış gibi adeta kulağıma fısıldayarak şunu söyledi: "Bakanlık'tan 3 trilyon lira alacağımız var. Fatura ve belgeler gönderiliyor. Kendi kafalarına göre oturdukları yerden çiziyorlar. 600 milyar ödemem, 270 öderim. İsterseniz..." Bu yüzden çalışan personelin maaşlarının ayın 15'i olduğu halde ödenmediğini de ilave ediyor.
***
Bakanlığı direkt bağlı araştırmahastanesinin akibeti de farklı değil. Yine orada hizmet veren tabip arkadaşım da hep aynı şeyden yakınıyor: dünya kadar alacağı birikti. Bakanlık 5 kuruş ödemiyor. Hastaneler, bakanlığın kapısında dilenciye döndü. Bizim üniteye 350 liralık bir küçük buzdolabı alıp ilaçlar bozulmasın diye koymak için, tanıdığımız eşe dosta yalvarıyoruz."
***
Sağlık Bakanlığı'nın bu "Paraveyönetim" politikası devasa üniversite hastaneleri de dahil olmak üzere, Türkiye'nin bütün sağlık kurumlarını, Bakanlık kapısında esir etti. Bakanlık köyün ağası gibi davranıyor. Hastanelere "Maraba" muamelesi yapıyor. Bu en azından feodalizmdir!