17 Ağustos 99 depreminin 7. sene-i devriyesini, tüm yurtta, dış temsilciliklerde ve Lefkoşe'de büyük bir heyecan ve üzüntü ile bir kere daha idrak ettik. Bu idrak etkinliklerinde, kaç bin kişi depremhakkında konuştu, kaç milyon kere "deprem" ve "fay" kelimesi kullanıldı, kaç milyon kere "Yapılmalı,edilmeli" denildi bilmiyoruz. Bu arada Avcılar'daki anma töreninde "konser" de verilmiş, ölüleri göbek atarak nasıl andılar bilmiyorum ama bunu düşünen herkesi kutlarım.
***
Milyonlarca insanımız hâlâ deprem tehdidi altındaki binalarda oturmaya devam ediyor. Devletin becerebildiği şey ise, ancak bazı kamu binalarının sağlamlaştırılmasından ibaret. Devlet aslında dolaylı olarak şunu söylüyor: Ben kendi binalarımı düzeltiyorum, vatandaş da kendi binasını düzeltsin.
***
174 okul binası yıkılıp yeniden inşa edildi. 152 bina güçlendirildi. Bin 475 okul ise güçlendirilmeyi bekliyor. İstanbul'daki 55 yurt binasından 24'ü dayanıksız. 22 özel yurt ise çürük raporlu... Devlet bu hızla çalışırsa, hastaneler 190 yılda, yurtlar 55 yılda, okullar 33 yıl sonra güvenli hale gelecek. Meslek odaları tepkili. İktidarın uyarıları dikkate almadığı, ranta dayalı politikalar yürütüldüğü ve kaynakların da gereksiz yerlere harcandığı ileri sürülüyor.
***
Moralinizi bozmak için yazmıyorum. Tam tersi şunu düşünmeye başladım. Deprem bir kere geldi, binlerce ölüme ve yaralanmaya sebep oldu. Sonra baktı ki, bizde bir hareket yok. Merhamet etmeye başladı, Türkler'in rehavet zihniyetinden deprem bile sıkıldı. Artık gelmeyi düşünmüyor. Tek kurtuluşsenaryosu bu!