Bizler, bu ülkede yasalar çerçevesinde hakhukuk arayışı, sendikal ahlak, akıllı mücadele sonucu toplumsal kazanım elde etmek hayaldir, diye yazdığımız zaman, sendikacılar havaya zıplıyor. -Vaysizemekdüşmanımısınız? Halbuki bir gazetecinin emek düşmanlığından hiçbir menfaati olamaz. Tam tersi, gazeteci, dokusu ve yüreği gereği emekdostu olmak zorundadır.
***
Fakat işte Türkiye klasiği! Devlet ile memurlar pazarlık masasına oturdular. Oturdular dediğime bakmayın oturamadılar. Devlet masanın bir tarafında pazarlık etmek için beklerken, memur kitlesi sokakta gırtlak gırtlağa geldi. Kiminle mi? Kendi kendisiyle! KESK ile Memur-Sen üyeleri pazarlık binasının kapısında birbirine karşı sloganlar attılar, tam girişeceklerdi ki, polis ayırdı memurları...
***
Kavganın patlak vereceği şuradan belliydi. Şu anda en düşük memur maaşı, 647 lira... Sendikaların hesapları ve istekleri ise çok farklı. Kamu-Sen, en düşük memur maaşının 1023 lira olmasını istiyor. KESK ise, 1050 liradan başlasın diyor. Buna karşılık Memur-Sen 1475 lira istiyor.
***
Oturup, anlaşıp bir güçbirliği içinde olmaları gereken sendikalar, daha ilk günden birbirine düşmüş durumda. Çünküsünü söyleyeyim... Sendikalar, salt memurun maaşı için mücadele etmiyorlar, esas olarak en güçlü kendileri olmak için kapışıyorlar. Devlet de bu manzarayı kıkırdayarak seyrediyor. Bu ülkede sendikal mücadele işte bu yüzden yürümüyor.