Sıcaklık 30 derecenin üzerindeydi. Denizin içinden çıkan buhar insanları ürkütürken, şortu ve kısa kollu tişörtüyle genç bir adam, yanında baştan ayağa kapanmış kadınla sahilde yürüyordu. Çocukluk hafızamda da böyle görüntülere yer yoktu, şimdi de... İçim elvermedi. Oturduğum ağacın gölgesinden kalkıp, yanlarına gittim. "Merhaba" dedim, "Aleykümselam" dedi genç adam. Kadın sustu. Kadın, güneşe olduğu kadar, kendi gerçeklerine de mahpustu.
***
Aynı mevsimin içinde, iki farklı görüntünün yansımasıydılar. İçi buz dolu sürahiler gibiydi adam. Kadın, bir alev çemberinin bunaltıcı seferinde. "Haksızlıkbu" dedim ve haddimi aşan bir cesaretin temsilcisi olarak sordu. "Affedersinizamaçokmerakettim.Böylebirhavadasizböylesinerahatsınız,eşinizeziyetçekiyor.Nedenbuayrımcılık?" Adamın yüzü düştü, kadın başını eğdi. Adam, "Allah'ınemri" dedi. "Peki" dedim, "Allah,kadınlarabudenlibirhaksızlığıniyerevagörsün." Aramızdaki harfleri tutuşturdu adam. "Osiziilgilendirmez!" Sustum. Onların sözlüğünde yeri olmayan cümlelerimin yolunu kestim ve özür diledim.
***
Herkesin kendine göre zengin bir hayatı vardı belki. Kişilerin kendileri için kurduğu dünyada "davetsizmisafir" olmanın alemi yoktu. Ve bizlerin kendimizi mutlu hissettiğimiz dünyada, başkalarının mutsuz olduğunu düşünmek en büyük yanılgımızdı. Bir kadını, güneşin altında, koyu giysiler içinde mutlu eden güç varsa, o gücü sıradan bir merhabayla yolundan çevirmek mümkün değildi. Bizim doğrularımız, başkaları için yanlıştı. Onların yanlışlarının körüklenmesine de bizlerin yapabileceği bir şey yoktu. Güneşin kumları tutuşturduğu bir günde, onlar buzdan bir atlasın üzerinde yürüyordu belki. Kim bilir!
***
Onlar yürüdü gitti. Deniz kıyısındaki kalabalığa inat, tenhalarda yalnız kalmaktan mutlu olan çifte baktım, kendimi ağaç gölgesinin altına attım. Hepimizin aynı kökte birleştiği bir dünyada. Hayatın terli sayfalarından birini daha kapattım.
***
Rüzgara kapılmış Yaprak gibiyim Sevdalı yüreğim Can çekişiyor Dinlediğim şarkıları Ettiğim duaları O bilmiyor
O bilmiyor Hala eski anılarla Yaşadığımı O bilmiyor Resimlere bakıp bakıp Yalvardığımı Ona vurgun olduğumu Ağlayıp kahrolduğumu Yıkılası gururumu O bilmiyor HakkıYALÇIN
***
14Ağustos2006MutlulukTakvimi Lavabo kenarında yüzük bırakma... Konserve kutusuna çiçek ek... Salıncakta sallan... Kişiyi değil, davranışı eleştir...