İsrail hem Lübnan'ı vuruyor hem Filistin'i... Geçen gün bir okuyucumuz soruyordu, sen bu konuda ne düşünüyorsun, diye. Düşüncelerimi kısaca aktardım okuyucumuza. Ama başka merak edenler de bulunabilir diye burada da özetlemeyi düşünüyorum. Çünkü, gazetelerde köşe yazarları bu gündem maddesine ilişkin epey bir döktürdüler... Ben girmezsem eksik kalırız.
***
Türk siyasetçilerinin ve gazetecilerinin analizlerinde, gerçekçilik ve realizm yerine bir hayalcilik ve wishfullthinking gölgesi var. Başbakan Erdoğan diyor ki: İsraileşitsizgüçkullanıyor. Ya ne yapacaktı? Hasımları şikayetçi olmasın diye elindeki gücü mü azaltacaktı? Amerika, dünyaya karşı eşit güç mü kullanıyor? Realizm şöyle der: Güçlü olacaksın ve gerektiği zaman gücünü kullanacaksın? Türkiye Kıbrıs'ta 1974'te nasıl güç kullanmıştı?
***
Bölgedeki sorun yeni bir sorun değildir. Arapdünyası, İsrail'i istemiyor. Tanımıyor, rahatsız ediyor. Bağrında beslediği Hizbullah ve Hamas gibi güçlerle de elden geldiğince saldırı gerçekleştiriyor. Şimdi, Filistin ve Lübnan için İsrail'i eleştirenler, Tel Aviv'de yolcu otobüslerinde bomba patlatıldığı zaman ne hissediyorlardı? Terör eken Arap dünyası, şimdi terör biçiyor. Gerçeklik budur.
***
Arap dünyası, şimdi oturdukları yerde İsrailoğulları'nın da oturma hakları bulunduğunu tanımadıkları sürece, o bölgede barış falan olmaz. İsrail'e, "Barışçı ol" çağrısı yapılarak çözülecek mesele değil bu. Arap dünyası, İsrail gerçeğini tanıyacak, içine sindirecek ve terörden vazgeçecek. Tek çözüm budur!