Güncel | Yazarlar | Güne Bakış | Ekonomi | Aktüel | Magazin | Spor | Televizyon | Papatya | Astroloji | Ana Sayfa 20 Temmuz 2006
KONUYLA İLİŞKİLİ DİĞER YAZILAR
Bütün hatalarım muhteşemdir
Meraklısına...

Kız bulsam evlenirim

İki Yalçın bir arada. Sergen, Hakkı Yalçın'a tüm özel hayatını anlattı.



İlişki istemiyorum. Aradığım kızı bulursam iki ayda evleneceğim. Baba olmak istiyorum.

* Beşiktaş'tan ayrılmadım, gönderildim. Bir gün geri döneceğim. Ama şeklini bilemem.

* Tümer'in tavrı etik değil.


***

Bütün hatalarım muhteşemdir

Dersimi aldım
Benim öğreneceğim bir şey kalmadı. Ama insanlara öğreteceğim o kadar çok şey var ki. Bunun derdindeyim...

Anne bulamadım
Baba olmayı çok isterim ama anne bulamadım. Artık 2 aylık beraberlikten sonra evlenmeyi düşünüyorum...

Biryanı, hayatındaki gereksiz taşlarla oynadığı oyunda hala mat olmamış, usta bir satranç oyuncusuydu. Öte yanı, kendisine birkaç kez başarısız darbe girişimi yapan solak bir general... Karışık bir romandı aslında, şifresi çözüldükçe okunması kolaylaşan... O yüzden hala yok satıyordu.
"Yaşlandıkça bu kadar para eden başka futbolcu yoksa, senin tılsımın" nedir diye açtım kapıyı.
"Yeteneğim ve sorun yaşamamış olmam. 4 büyük kulüpte oynadım, hiçbir taraftar aleyhime tepki göstermemiştir" dedi.
Transfer memurluğuna soyundum.
"Bu transferden gerçek anlamda ne aldın?"
İtiraz dilekçesini koydu önüme.
"Sadece biraz peşinat aldım, ayrıca alacağım paranın büyük bölümü oynadığım maç başına bölünecek."
Bağışıklık kazanmış yanına ayna tuttum.
"Kendini, koşması zorunlu atlara benzetiyor musun" diye.
Sahanın ortasındaki ayak izlerine karşılık, topa hayat veren bilek hünerini tercih etti.
"Aslında benzetmiyorum. Sahada top kullanmak, boş koşmaktan daha zor. Ama bunlara karşılık analizler farklı yapılıyor tabii."
"Analizleri yapanlar futbolu biliyor mu?"
Mavileri kemiren siyahları işaret etti, renkli camları aşağı indirirken.
"100 tane spor yazarı varsa, belki 10 tanesi biliyordur."
Hayatı tek elle gazlayan bıçkın bir yanı var Sergen'in. Hep kendi doğrularıyla hareket eden birinin, en büyük yanlışı neydi acaba?
Özeleştirisini yaptı. "Futbol hayatımda profesyonel değilim. Hiçbir zaman da olamadım."
"Emirlere itaat etmekte mi zorlandın?"
"Fazla baskı altına giremiyorum. Bizim gibi yetenekli oyuncuların özelliği de budur. Bizim gibilerini rahat bırakmak gerekir. Çünkü normal oyuncularla, üst düzey oyuncuları birbirinden ayırmak lazım."
Kendisini en iyi anlayan hocalar olarak Lucescu ve Fatih Terim'in adını verdi. Sergen her zaman medyatik. Bu ilgiden bazen memnun, bazen sıkıntılar yaşıyor. Bazı haberler için gazetecileri mahkemeye verme yoluna bile gitmiş. "Ya gazete müdürü arıyor beni, ya da araya hatırı sayılır birileri sokuyorlar, mahkemeden vazgeçiyorum." Onun için uyurken seyredilen bir sevgiliydi Beşiktaş. "Beşiktaş senin neyin olur" diye sorarken, bildiğimi duymak istedim belki.
"Beşiktaş benim her şeyim olur" dedi.
Çok sevdiği takımına bir gün kesinlikle döneceğini belirtti.
"Ama ne şekilde döneceğim onu bilmiyorum" dedi.
Beşiktaş sevgisinin film müziği eşliğinde, yönetmen oyuncu ilişkisine değindim.
"Tümer, Beşiktaş'a verdiği sözü tutmamakla suçlandı, yöneticiler sana verdikleri sözü tuttular mı?"
"Tuttular, benim hiç kimseyle bir söz alışverişim olmadı zaten."
Tümer'in patırtı koparan gidişini lafladık.
"Senin de böyle transferlerin var, olağan sayıldı da, Tümer neden yadırgandı?"
Kendini ayrı kefeye koydu.
"Benimki yadırganmamalı. Çünkü Tümer'in yaptığı işleri yapmam ben. Benim her şeyim açık olur. Tümer'in yaptığı hareketi doğru bulmuyorum."
"Nesi yanlış?" diye direttim.
Önüme delil olarak kendi netliğini koydu.
"Bir takımdan ayrılmak istiyorsan, bunu önce yöneticilerinle konuşursun ve diğer takımla anlaşırsın. 'Ben şöyle Beşiktaşlıyım, böyle Beşiktaşlıyım, başka takımda oynamam' diye basına konuşup, ondan sonra Fenerbahçe'ye imza atmak, etik açıdan doğru değil."
Ondaki gidişlerin ikametgah senedi vardı.
"Benim gittiğim dönemde Beşiktaş beni zaten gönderiyordu. Bu yıl da aynı şekilde oldu. Murat Aksu benimle görüştü, 'Hocamız bu sezon seninle çalışmak istemiyor' dedi. Yapacak bir şeyim yoktu."
Biten sezonun kıyılarında yürüyüşe davet ettim Sergen'i... Tartışılan Beşiktaş-Galatasaray maçına... "Daum o maçın incelenmesi gerektiğini söylüyor. Sen de Cordoba'nın üzerine yürüdün. O maçta sis perdesi var mıydı?" diye sordum.
"Yok" dedi, "O maçta sis perdesi olacak bir şey yok. Uzatma dakikalarında golü yedik, maçı kaybettik. Biz iyi mücadele ettik."
Bu yakın temastan payına düşeni hatırlattım.
"Senin Cordoba'ya karşı tavrın neydi?"
"Maç berabere bitecek zaten. Cordoba'nın topu oyuna sokmakta acelesi ne. Ben ona kızdım."
Bu kez, krokisi çizilen bir pozisyonu hatırlattım. "Galatasaray defansını 5'e 3 yakaladığın ve geri döndüğün bir pozisyon var. O dönüş pozisyon icabı mıydı?"
"O pozisyonun söylentilerle hiçbir ilgisi yok. İnternette de koymuşlar. Orada topu Gökhan Güleç'in önüne atsam bile, kaleye gidemezdi zaten."
"Hiçbir maçta duygularına yenik düştüğün oldu mu?"
"Saha içinde kimseyi affetmem."
Resimlere sığmayan gerçeklerin öte yanına uzandım.
"En muhteşem hatan nedir?"
Dizginleri boşaldı. "O kadar çok var ki, hangisini söyleyeyim. Benim bütün hatalarım muhteşemdir." Bu topraklardaki sol ayaklı futbolcular için Sergen'in adı mihenk taşıydı. Kim gelse onunla kıyaslanıyordu.
"Delgado hakkında bilgin var mı?" diye sordum, ilgisiz kaldı. "Hiçbir bilgi ve duyumum yok."
Alex'in resmini getirdim, gözlerinin önüne.
"Alex iyi oyuncu ama çok büyük oyuncu değil. Öyle büyük oyuncu olsa, Brezilya Milli Takımı'nda oynar, gider Avrupa'nın üst düzey takımlarında forma giyer."
Kaçak sularda ona verdim dümeni.
"Sen niye Avrupa'da oynamadın?"
"21-22 yaşında bonservisim elimde olsaydı, ben de dünyanın en büyük takımlarında oynardım. Ben Jet-Pa ile anlaştığım dönemlerde yurtdışında oynamaya kalktım, bonservisime 25-30 milyon dolar değer biçtiler."
"Sence Türkiye'de en önemli oyuncular kim?"
Hiç düşünmeden ilk olarak Aurelio ve Appiah'ın adını verdi. "Bana göre çok iyi oyuncular. Beşiktaşlı Koray da iyi oyuncu. Fenerbahçeli Tuncay çok faydalı oynuyor. Ümit Karan da geçen sezon iyi oynadı." Sorularımın adresini değiştirdim. Belki bizim ülkemizdeki yetkililer "adalet ilhamı" alırlar diye.. "İtalyan kulüplerine verilen cezayı nasıl karşıladın?"
Çok cesaretli buldu.
"Futbol olarak İtalya'dan temiz miyiz?"
Hiç düşünmeden cevap verdi. "Asla değiliz ama bizde böyle cezalar verilemez?"
Geçen sezon Türkiye'de böyle gariplikler olmuş muydu acaba?
"Valla olmuştur herhalde."
Buğulu camların üzerine isim yazmasını beklemedim elbet. Ama benden daha güçlü duyguları olabileceğini düşündüm. Çünkü şike belge istemez, içgüdüler bile yeterli olabilir bazen.
"Sezon sonunda iddaa oyunlarındaki oranlar bile garip. İçerde oynayan takımın galibiyetine yüksek bir oran veriyor, deplasman takımının oranı acayip düşük. Olacak şey değil yani.. Onlara bakınca zaten şaşırıyorsun."
Düşüncelerine masumiyet kılıfını geçirdi.
"Kazanmak zorunda olan takımın isteği de, bu tahminleri doğurmuş olabilir. Mutlaka bir şey oluyor demek de yanlış."
Söylendiği gibi iddaa oyuncusu değil. Hiç oynamamış. At yarışı onun durulmayan iklimi. İnkar etmiyor zaten.
"At yarışı benim için adrenalin. Nasıl birileri hızlı araba kullanmaktan zevk alır, ben at yarışından zevk alıyorum. Mesela maça çıktığım zaman heyecanlanmıyorum, yarış seyrederken heyecanlanıyorum."
Hatalarla örülmüş köprülerde bekçilik yapıyordu artık, yolundan çevirmek için yanlış yolcuları.
İbrahim Akın olayına değindi.
"Ben İbrahim Akın'ı teşvik etmedim, özellikle karşıma aldım, 'Oğlum bunu oynama, Bundan medet umma, futboldan medet um, Beşiktaş'a faydalı' ol diyen benim. Hayatım boyunca hiçbir arkadaşımı kumar oynamaya, veya herhangi kötü yola sapmaya hiçbir zaman teşvik etmedim. Yapan arkadaşlarıma da engel oldum."
Meseleye en gerçekçi noktayı koydu.
"Benim öğreneceğim bir şey yok ama öğreteceğim çok şey var."
Futbolun dışına çıkıp, mutlu bir aile resmine ayarlanmış bir pusula tuttum Sergen'e...
"Çocuklar seni bu kadar seviyor, baba olmayı hiç düşünmedin mi?"
Harika bir cevap verdi. "Baba olmayı düşündüm ama anneyi bulamadım."
"Yanlış adreslerde mi gezindin yoksa?"
Umutsuzlukla arasındaki uzaklığı yakınlaştırmak çabasındaydı besbelli.
"Yoo, aslında düzgün ilişkilerim de oldu ama bir türlü istediğim gibi olmadı. O yüzden artık ilişki yaşamayacağım, iki aylık beraberlikten sonra evleneceğim."
Futbolu bıraktıktan sonra ne yapacağını merak etmiştim de, "Aç kalmayız herhalde, yaparız bir iş" dedi.
Çizdiği serüvenlerin kaptanıydı Sergen... Dalgalı bir denizde, gözleri derindeydi. Hizaya sokmaya çalıştığı hataları ve sevaplarıyla... Galiba son seferindeydi...




DİĞER SPOR HABERLERİ
Anelka restiYabancıya fren
Jorgensen'de son dönemeç!Harikasınız çocuklar
Trabzon'un tek derdi sakatlıkOscar Pereiro emaneti geri aldı
Gençler de doludizginMalatya memnun
Altay'da hüsranMustafa, Buca'da
Ordu can yakacakLige hazır gireceğiz
Adana'ya reçeteVelez fırsatı!
İstanbul at yarışı sonuçlarıSpor turu 1
Spor turu 2
PAPATYA
Hava Hava nasıl orada?
Hülya Avşar'ın 'en sıcak' ünlü seçildiği anketin 'soğuk'ları ise...
'Hayır'ı bilmiyor
Kocaya 'veda' işe 'merhaba'
Ok yaydan çıktı
Bir tek o temiz...
Bilinçsiz rejimin son kurbanı
Kırmızı gülün anlamı
EKONOMİ
Cebimizi Cebimizi yakan benzin Maliye'yi ihya etti
42.9 Milyar YTL tahsilat
Arka arkaya zamlarla...
'Türkiye çalıntı kartta...
Doğalgaza %20 zam ihtimali
Şeyhin gözde arsası satışta
6 bin kişiye iş fırsatı
Turizmci tanıtım azlığından...
Koç'a Alman gazeteden övgü
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
HAVA DURUMU
ISTANBUL - Açık 26 C,Açık 18 C
ANKARA - Açık 28 C,Açık 12 C
IZMİR - Açık 35 C,Açık 18 C
ANTALYA - Açık 34 C,Açık 26 C
ADANA - Açık 32 C,Açık 25 C
EKONOMİ
IMKB E: 33.554,410 D:% -0,19
DOLAR S: 1,583 D:% 0,00
EURO S: 1,975 D:% -0,20
GÜNE BAKIŞ
MAGAZİN
GÜNCEL
AKTÜEL
     
  Güncel | Yazarlar | Güne Bakış | Ekonomi | Aktüel | Magazin | Spor | Televizyon | Papatya | Astroloji | Künye | Ana Sayfa
     
     
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
Merkez Gazete Dergi Basım Yayıncılık Sanayi ve Ticaret A.Ş.
Üretim ve Tasarım  Merkez Bilgi Grubu