DenizBaykal, birikimli bir siyasetçi olmasına karşın, Türk seçmenine kendisini anlatamamış bir insandır. Ama kendi şahsına münhasır rijit ve hırçın tartışma üslubundan, ama seçmenin kavrayışdüzeyi ile onun akademikbirikimi arasındaki uçurumdan kaynaklanmıştır bu vaziyet!
***
RahşanHanım'ın ortaya koyduğu "ittifak" davetine, kibarca "Hayır" dedi DenizBey. Bence doğru ve ilkeli bir davranış sergiledi.
***
Bir kere, sırf AKP'ninönünükesmek için girişilen ittifak çabaları, Türk siyasetine "dinamik" kazandıracak bir yaklaşım değil. İttifaklar, yapay değil doğal olursa bir anlam taşır ve güç ifade eder.
***
İkincisi, seçmenin DenizBaykalliderliğinemevcutitirazlarına rağmen, CHP bugün "varolan" bir parti. Buna karşılık Rahşan Ecevit'in DSP'si "var olan" bir parti değil. Evet tabelası var ama kendisi yok. Ya da kitlesel güce sahip değil.
***
O halde, CHP'nin DSP ile ittifak kurmasında ne gibi bir siyasal çıkarı olabilir? Ancak DSP'nin CHP ile kaynaşmakta bariz çıkarı vardır. Yani RahşanEcevit'in gayretleri, sadece DSP'yi yeniden diriltmeye yöneliktir. Bunu apaçık gören DenizBaykal zokayı yutmamıştır. Güya kucaklayıcı ve toleranslı görünmeye de prim vermemiştir. Doğru ve ilkeli davranmıştır.
***
Kendisini "sol" da hisseden seçmen kitlelerinin davranış kalıpları da mantıken şöyle oluşmalıdır. Sadece Ecevithayranlığı ile hareket edenler zaten DSP'ye gideceklerdir. İttifak düşünenler ise otomatik olarak CHP'ye yöneleceklerdir. Yani ittifak sandıkta kurulacaktır, eğer kurulabilecekse...