Dışişleri Bakanı AbdullahGül, gazeteci Murat Yetkin'e bazı açıklamalarda bulundu. Genel olarak şöyle diyor Dışişleri Bakanı: "Askerden büyük destek aldık. Reformların yapılması TSK desteği olmaksızın çok zor olurdu. Bunda askerlerin stratejik vizyona sahip olmalarının payı var."
***
AbdullahGül, Kıbrıs politikasındaki değişikliğin de askerlerin katkısıyla gerçekleşebildiğini kaydediyor. Ayrıca Türk Silahlı Kuvvetleri'nin desteğini, yalnızca Genelkurmay Başkanı HilmiÖzkök'e bağlamak isteyenlerin yanıldığını söylüyor.
***
AbdullahGül'ün sözleri gerçekten çarpıcı. Şöyle devam ediyor: "Desteği kurum olarak aldığımızı biliyoruz. AB sürecinde Türk Silahlı Kuvvetleri'nden aldığımız desteği bazı sivil kuruluşlardan da almak isterdik." AbdullahGül'ün yukarıdaki açıklamalarını buraya taşımamın temel sebebi şu: Demokratik ve çoğulcu bir atmosferde, esas yaklaşımların işte böyle olması gerektiği... Ülkenin ve milletin çıkarına duruş, böyle bir uyumstratejisini gerektirir. Politik anlamda, asıl yönetim ve icraat yetkisinin özgür seçimlerle iktidara gelmiş sivilsiyasetçilerde olması gerektiğini hepimiz kabul etmeliyiz. Ama yine hepimiz kabul etmeliyiz ki, ülkeninyürüteceğitemelpolitikalarınbelirlenmesinde, Türk Silahlı Kuvvetleri gibi köklü bir kurumun sahip olduğu "stratejikvizyonlar" dan da yararlanmak, ne millete ne de demokrasiye zarar vermez. Geçen gün EmniyetMüdürü değerli bir dostum şöyle diyordu: "Halkın hizmetinde muazzam bir gücüz. Niçin halk, suçu ihbar ederek, bizi kullanmıyor, anlayamıyorum!" Kurumları doğru kullanmak, yepyeni bir fikir!