İSTANBUL'da 5 Kasım 1972'de dünyaya geldiğimde farklı şehirlerde olsak da aynı gökyüzünün altında büyüyüp aynı havayı soluduk onunla. Tek kanallı TRT radyosunda 12 Eylül darbesinin ilanını duyduğumuzda henüz 8 yaşındaydık ve ilkokula gidiyorduk. Siyah önlüklerimizi süsleyen yana kaymış kolalı yakamızı ve kendimizden ağır çantamızı, okul çıkışı en yakın arsanın taştan yapılmış kalelerinin arkasına özenle yerleştirdiğimiz günlerdi. Topa çok meraklıydık. Plastiğine Esem Sport'la vurduğumuz sıralarda ben ne kadar kötüysem kendisi o kadar iyiydi. Benim mazeretlerim, onun sol ayağı vardı. Keşfedilmesi de geç olmadı o yüzden. Beşiktaş altyapısından Serpil Hamdi Tüzün'ün maharetli ellerine teslim edildi. Tanışmamız 1991 yılına rastladı. O, Beşiktaş A takımına yükselmiş ben de üniversiteyi kazanıp Yedi Tepeli'ye gelmiştim. 15 yıl boyunca sürekli kendisini izledim. Kaderde hiç tanışmadığım arkadaşımın ardından yazı yazmak da varmış. Hem de veda yazısı. Hoşçakal Sergen...