Geçenlerde Barcelona'da büyük bir mağazaya (İspanyolcada "Magazin" derler."Vitrin" anlamına da gelir ve bizdeki "magazin" sözcüğü de zaten "vitrine çıkartma, sergileme" niyetiyle kullanılmaya başlamıştır) girdim. Yürümekten tabanlarım ayrılmış. Baktım mis gibi kahve kokusu. Söyledim bir sütlü kahve. Az ileride CD falan satılan bölümden de bedava müzik geliyor. Aaa, durun bakayım, yahu bu bizden birinin parçası. Vallahi biliyorum. "Manga"nın "Bir Kadın Çizeceksin"i. O tarafa seyirttim. Dedim "Bu çalan parçanın kabı nerede?" Verdiler.Ama besteci hanesinde bir yabancının adı var. "Bu ne?" diye sordum. Kız baktı gösterdiğim satıra, "Besteciii" dedi, gitti.Aman "Manga"daki kardeşler, uyanın; gavur malı götürmüş. Hakkınızı bir an önce arayın.
Geçenlerde Barcelona'da büyük bir mağazaya (İspanyolcada "Magazin" derler."Vitrin" anlamına da gelir ve bizdeki "magazin" sözcüğü de zaten "vitrine çıkartma, sergileme" niyetiyle kullanılmaya başlamıştır) girdim. Yürümekten tabanlarım ayrılmış. Baktım mis gibi kahve kokusu. Söyledim bir sütlü kahve. Az ileride CD falan satılan bölümden de bedava müzik geliyor. Aaa, durun bakayım, yahu bu bizden birinin parçası. Vallahi biliyorum. "Manga"nın "Bir Kadın Çizeceksin"i. O tarafa seyirttim. Dedim "Bu çalan parçanın kabı nerede?" Verdiler.Ama besteci hanesinde bir yabancının adı var. "Bu ne?" diye sordum. Kız baktı gösterdiğim satıra, "Besteciii" dedi, gitti.Aman "Manga"daki kardeşler, uyanın; gavur malı götürmüş. Hakkınızı bir an önce arayın.
