Sobasına odun taşıyan Başbakan Sade döşenmiş bir salon. Ortada soba. Yıllarca ülkeyi yönetmiş Ecevit kalkıyor ve kucağında odun getirip sobayı yakıyor
Eski başbakanlardan Bülent Ecevit'in rahatsızlanıp hastaneye yattığı günden bu yana okuyucularımızdan yoğun mesajlar alıyorum. Hepsi dualar edip, duygularını paylaşıyor. Bugün sayın Ecevit'in doğum günü. Ben de bir anımı sizinle paylaşmak istedim: Yıl 1989 gazeteciliğimin ilk yılları. Askeri yönetim bitmiş ama yasaklar hala sürüyor... Demokratik Sol Parti'nin başında Rahşan Ecevit var. Bülent Ecevit bir bilen olarak köşesinde... Çalıştığım gazete benden Bülent Ecevit ile röportaj yapmamı istiyor. Kalkıyoruz ve Ecevit'in Suadiye'deki evine gidiyoruz. Yıllarca başbakanlık yapmış, Türkiye'yi yönetmiş Karaoğlan'ın evindeyiz... Ben genç bir gazeteci olarak gözümde başka şeyler canlandırıyorum. Lüks bir villa, korumalar, hizmetliler ve aklınıza gelebilecek buna benzer şeyler... Oysa herşey farklı. Evde ilk dikkat çeken sadelik oluyor. Normal bir memurun evi nasıl döşenmişse ev öyle... Rahşan Hanım ve Bülent Ecevit yalnızlar... Evde kalorifer bile yok... Röportaj sırasında Rahşan hanım bize elleriyle çay getiriyor. Utanıyorum,amaherşeyokadardoğalki... Bir ara Bülent Ecevit kalkıyor balkona çıkıyor. Orada yığılı bulunan odunlardan bir kucak alıp getiriyor ve sobaya atıyor... "Üşümeyin" diyor... Ne yapacağımı şaşırıyorum... Bu ruh haliyle röportajı bitiriyoruz. Rahşan hanım bize yine çay servisi yaparken Bülent Bey teybimi istiyor. Yine şaşkınım... Teybi alıyor, masada duran daktilosuna yöneliyor. Konuşmalarımızı çözüp bize teslim ediyor... Yıllar boyunca ne zaman Ecevit'i TV'de görsem, ya da gazetede resmine rastlasam bu manzaralar aklıma gelir. Ecevit'e veya kurduğu partilere hiç oy vermedim. Ama Türk siyaseti böyle bir liderle kalite kazandı. Bugün doğum günü. Dualarımız kendisiyle.