Faaliyete girmesinden bu yana İstanbulModern güzel işlere imza atmaya devam ediyor. Başlangıçta, bu denli güzel projelere imza atacağını açıkçası beklemiyordum. Türkiye'nin modern yüzünü yansıtan OyaEczacıbaşı'nın başında olduğu İstanbul Modern, bu sebeple " Türkiye'degüzelşeyleroluyor" dedirten cinsten bir proje olarak yol alıyor. Zira, İstanbul Modern'in yeri hakkındaki tartışmaları hatırladığımda, iş dünyası hükümet ilişkisinin, sosyal sorumluluk projeleriyle daha fazla buluşması gerektiğine inancım artmış durumda. Geçen hafta, FahrelnissaZeid ile oğlu Nejad'ın tablolarının sergilenmeye başlanmasıyla, tarihimize yeni bir bakış açısıyla seyahat imkanı sağlayan ilginç bir sergi ortaya çıkmış. Osmanlı'nın son kuşağı bir kadın sanatçı ile Cumhuriyet'in ilk kuşağı bir erkek sanatçının, gözlemlerini tuvale aktarıp, güzel bir mekanda halkla paylaşmaları çok hoş bir durum. İstanbul Modern Karaköy Rıhtımı'nda kapılarını açtığında, bu kadar hızlı bir gelişme göstermesi ne derece bekleniyordu, bilmiyorum. Ama, İstanbul gibi bir kente böyle bir müzenin ne denli ihtiyacı olduğu, müze ortaya çıktıktan sonra daha bir anlaşılmaya başladı. Hatta, İstanbul Modern, bu şehrin yüzünü ortaya çıkartması gereken başka projelere de ihtiyaç olduğunun bir nevi altını çizdiğinden, Türkiye'nin önde gelen ticari gruplarına da yeni görevler yükledi. Dünyada modern sanat müzelerinin hızla geliştiği bir dönemde, İstanbul gibi tarihi geçmişi ve değerleriyle adeta dünya liderliğine oynayan bir merkezin, müzecilik pratiklerinden elbette nasiplenmesi, Oya Eczacıbaşı gibi girişimcilerle tanışması biraz geç oldu ama, hayırlı oldu. Modern İstanbul'un, Türkiye'ye sağladığı diğer önemli bir katkı ise müze yönetimi ve işletmesi. Şimdiyekadaryokolupgidensanatvetarihieserleresahipçıkıp,iyibirşekildesunamayışımızın,kültürbirikimleriyapamayışımızınzemininde,iyibirmüzeyönetiminesahipolmadığımızgibibirgerçekvar.