BülentEcevit'in beyin kanaması ile GATA'ya kaldırıldığını duyduğumda, içimden elektrik akımına benzer bir duygu ve düşünce akımı geçti. Bizler, neredeyse Ecevit ile büyüdük! Siyasi hayatında en şaşaalı dönemlerini de gördük, dibe vurduğu dönemleri de yaşadık. Şimdi artık, ağır hasta (Bu yazı yayımlandığında inşallah ölmemiş olur) olan bir insanın ardından, ne söylense boştur.
***
Kuşkusuz bireysel özellikleri olan, nevi şahsına münhasır bir kişiliktir Ecevit. Benim gözlemlerime göre, Türkiye'nin siyasi tarihine, dört önemli süreçle geçmiş olduğu söylenebilir.
***
Birinci süreç, kapalı devlet yapısını zorlamaya çalışan, "emekten, demokrasiden, sosyalleşmeden" yana çıkışlarıyla temayüz eden Ecevit! İkinci süreç, Kıbrıs savaşını da içine alan bu dönem, devlete uyum sağladığı, ömrünün en değerli yıllarını "Demirelileçekişerek" geçiren politikacı Ecevit süreci... Üçüncü süreç, 12 Eylül sonrası uzun küskünlük yılları... Dördüncü süreç ise, son başbakanlığında, hayli yorgun da olmuş olsa, Avrupa Birliği yakınlaşması ve çıkarttığı uyumyasaları ile bir başka performansa geçen, belki de Türkiye'ye olan borcunu ödemiş Ecevit! Fakat 2001 krizi ile de Türkiye'ye asla "istemediği" kadar ağır fatura çıkartan bir son!
***
"Kumaşı" nda, herkeste kolay kolay bulunmayacak bir "değer" vardı Ecevit'in... Fakat o değer, "yerini bulmuş mudur", tam olarak bilinemez. Bazen düşünürüm: Mesela bir başyazar veya bir gazete yöneticisi olarak sürdürseydi hayatını, belki sırf kendi açısından daha mutlu ve neşeli bir insan olabilirdi, bilemiyorum. Acil şifalar diliyorum.