Fenerbahçe, liderlikle yeniden tokalaşırken, Galatasaray'ı bu sezon üçüncü kez yenilgiye uğrattı. Geçen haftanın yerden yere vurulan takımı, "iade-iitibarını" istedi ve aldı. Ama farklı galibiyetin kamçısı, Appiah'ın ayaklarındaydı. Fenerbahçe sebepsiz kazanmadı... Galatasaray da sebepsiz kaybetmedi... Ama bir gerçek var ki, geçen hafta Galatasaray'ı bozan gururlu hava, Fenerbahçe'yi de vurabilir. Üstelik Fenerbahçe'ye karşı kışkırtılan bir ortam yaratılmışken...
***
Ligin şampiyonluk tutkunu iki takımı, gökyüzünde dargın gezen yıldızlar gibi... İçlerindeki nefreti her maç biraz daha çoğaltıyorlar. Şampiyonluk; iki aynı rüyanın tek gerçeği ama dünyanın birinci harikası değil. Bakıyorum da, kritik haftalara girilirken, herkes ortalığı yangın yerine çevirme sevdalısı. Saha dışında daha çok hareket var! Düşmanlığın televizyon cuntası tam takım çalışıyor. Yöneticiler de, her türlü kan kokusuna davetiye bastırıyor. Bir gerçek var ki, Fenerbahçe, kendi şampiyonluğunun terzisi olmak zorunda. Galatasaray farklı yenildiği Fenerbahçe kompleksini bir kenara atıp, "Banabuyangınısöndürmekdüşer" gerçeğine sığınmalı... Liderlik haylaz bir çocuk gibi çünkü... Sadece kazananı seviyor!
***
Ligin altı bir harika. Uçurum çiçeklerinin hoş kokusuna karşılık, berbat kokular da gelmiyor değil. Çünkü burası Türkiye! Sezon sonu alışveriş manzaraları, bizim ülkemizde her zaman bir harikadır.