İhracatçı birliklerinde seçim süreci devam ediyor. 28 Nisan'da İMİB (İstanbul Maden İhracatçıları Birliği) seçimi var. 2 aday yarışıyor. Biri İMİB'in şu andaki başkan adayı Ali Kahyaoğlu, diğeri de madencilik sektörünün tek kadın patronu Zuhal Mansfield... Zuhal Mansfield'in, İMİB'e ilişkin hedeflerini anlattığı toplantıya ben de katıldım. Toplantıda da bir kez daha ortaya çıktığı gibi, Mansfield tam bir küreselci. Bu bakış açısının oluşmasında kuşkusuz Mansfield'in geçmişi büyük rol oynamış. Mansfield, bugün bütün dünyanın dikkatlerini üzerine çeken Çin'i avucunun içi gibi biliyor. 1990'lı yıllarda 11 yıl Hong Kong'da yaşamış. Türkiye'de yatırımları; Erzincan'da maden ocakları var. Üretimi biliyor, maden ocağını tanıyor. İşini de iyi yapıyor. Çünkü Çin birçok sektör için tehditken onun için iyi bir pazar olmuş. Hatta bizzat bu pazarı kurmuş, oluşturmuş. Çin'i, Türk madencilerinin ikinci büyük pazarı haline getirmiş. Mansfield, devletin maden ocaklarının özelleştirmesini sonuna kadar destekliyor. Artık siyasetle ekonominin tamamen birbirinden ayrılması gerektiğini söylüyor. Ancak sektör için yeni bir başlangıç olarak görülen bu dönemde hukuksal altyapının iyi oluşturulması gerektiği uyarısını yapmadan da edemiyor. Türkiye'deki maden ocaklarında yabancı işçi çalıştırılmasını "İş bilenin kılıç kuşananın" sözleriyle destek veriyor. Kısacası tam bir küreselci. Mansfield'in hedeflerini açıkladığı basın toplantısında da gördüğüm kadarıyla, eğer seçilirse İMİB'de önümüzdeki dönemde küreselci başkanla ulusalcılar karşı karşıya gelecek. Hatta Mansfield'in ekibinde yer aldığı söylenen bazı firma sahiplerinin de "ulusalcı" çizgiye yakın olduğunu gördüm.