Dün yine 5 asker şehit oldu. Dün yine, sinsi bir oyunun kurbanı oldu çocuklarımız. Bu düzeni besleyen politika, ellerini ovuşturuyor görüyorum...
***
Oysa Doğu'nun illerini "mağluplarınşehirleri" olarak kabul ederken, hep birlikte mücadele ederdi insanlar. Türk ve Kürt ayrımı olmadan. Ağalara, törelere direnmenin imecesinden, insanca yaşamak özlemi çıkardı. Seçimlerde sömürülmek için kasten yoksul bırakılan insanların onurlu davalarında açılan bayraklar, haksızlığa, namussuzluğa ve tutsaklığaydı. AhmedArif'in prangalar eskittiği hasret, hepimizin hasretiydi. Zulamızdaki resimler, birbirimizden saklamadığımız resimlerdi. Güneşi aydınlığımızla boyarken, yüreklerimizin kapılara dayanmasının tek sebebi sevgiydi. Memleket sevgisi.
***
Üç öğün paylaşırdık hüznümüzü. "Kürtböreğimiz" vardı, hepimizde gizli kalmış "Kürtinadı!" Soframızdaki ekmeği misafirimiz yesin diye, birbirimizi yerdik. Kekik kokulu baharları aynı anda hissederken, kayıpları arayan otobüs yolcularıydık. Allah'ın suyunu bizlere parayla satanlara karşı direnirken, aynı toprağın çocuklarıydık. Nimetlerin yoksulu, zahmetlerin zengini.
***
Politik diktatörler ve "Aydın" denilen demokrasi zibidileri, bizleri birbirimize kırdırmak için senaryolar yazıyor. Bush'un yazdığı "haritasızTürkiye" filminin temelinde yatan, bu ayrımı körüklemek ve ülkeyi yangına sürüklemektir. O yüzden askerlerimiz öldürülüyor. O yüzden irticanın ve PKK'nın emrindeki politikacılarla gazeteciler, laik Cumhuriyet'i koruyan değerlere ve temsilcilerine saldırıyor. Her şey organize.
***
Ateş benzin emerken, birilerinin ellerini ovuşturduğunu görmeliyiz. İrtica ve PKK'yı demokrasi koruyor da, aynı demokrasi askerlerimiz için kılını bile kıpırdatmıyor. Dün 5 asker şehit oldu. Yarın çok şeylere gebe... Birbirine bakan resimlerimiz var bizim. Kardeş olmuş isimlerimiz. Bizler, politik tanrıların sofralarında meze olacak insanlar değiliz. Olmayacağız!