Türkiye "Mavi Akım" Doğalgaz Boru Hattı'nı tartışa dursun, Rusya Devlet Başkanı Putin geçen hafta ziyaret ettiği Pekin'de, Moskova-Pekin arasında, Sibirya'daki doğalgazı Çin'e ulaştıracak iki boru hattı inşası için anlaşmalara imza attı. Bu boru hatları yılda 40 milyar metreküp doğalgaz taşıma kapasitesine sahip olacak. Şimdi bazı enerji uzmanlarımız çıkıp, bu uzunlukta bir hattan gazın nasıl gideceğine dair ahkam kesebilir. Tıpkı Mavi Akım öncesinde, Karadeniz'in altına boru döşenerek gaz getirilemeyeceğini iddia ettikleri gibi. Özellikle ASAM uzmanlarından ve hassaten Necdet Pamir'den ayakları yere basan bir yorum yapmasını bekliyorum... Bitmedi. Çin ile Suudi Arabistan da petrol, doğalgaz ve madende işbirliğini amaçlayan ciddi bir anlaşmaya imza koydu. Böylece dünyada enerji dengeleri ve enerjiye hükmeden güçler arasında ciddi bir rekabetin ortaya çıkacağı gün gibi aşikar. Çin'inikiavantajıvar.Enerjiyeihtiyacımalum.Arz-talepdengesionuniçinçokönemli.Buyüzdendegizlidengizliyedünyaenerjikaynaklarınahükmetmearzusubesliyor. Bu da, ABD'nin bir süre sonra kendisiyle aynı stratejiye sahip bir devi, hem de daha etkin bir şekilde karşısında bulması demek. Suudi Arabistan Kralı Abdullah da boşuna şu beyanatı vermemiş: 'Çin'inbölgeselveuluslararasıönemininfarkındayız.' Çin-Suudi ilişkisini şu eksende düşünün: EkonomisihızlabüyüyenveenerjiaçığıolanÇin'eenfazlapetrolihraçedenSuudiArabistan,altıntepsideyenienerjikaynaklarısunuyor.Vebualışverişikitarafındalehine. Peki ya aleyhine olanlar bu işe ne diyebilirler? Kuşkunuz olmasın, 11 Eylül olaylarının bu gelişmelerde ciddi payı var. O üzücü saldırılardan sonra, başta ABD olmak üzere batılı ülkelerin Araplara karşı aldığı tavır, hem Arap sermayesini hem de enerji kaynaklarını kendine yeni ortaklar aramaya itti. İşte bu noktada Türkiye'nin de akılcı projeler geliştirmesi gerekiyor. Sadece Arap sermayesini Türkiye'ye çekmekle yetinmeyip, enerji kaynaklarının Türkiye üzerinden pazarlanması için de kafa yorulması icap ediyor.