Ağıza acı su gelmesi ve göğüs kemiğinin arkasında yanma gibi tipik şikayetleri olan hastalara doğru tanı koyabilmek kolay iken; geniz, akciğer problemleri ya da kalp krizini taklit eden ağrı şikayetleri ön planda olanlara tanı konulması daha zordur.
TANIDA hastanın şikayetleri çok önemlidir. Ağza acı su gelen ve tipik yanma şikayetleri olan bir hasta, asit baskılayıcı ilaçlardan da yarar gördüğünü söylemekteyse sorun, sıklıkla reflüdür. Sistematik bir hasta hikayesi ve muayenenin ardından ilk yapılması gereken endoskopidir. Reflü hastalığının tanısında endoskopi halen altın standarttır. Ancak şunu da bilmek gerekir ki, endoskopi yapılan bazı olgularda illa da ciddi bir tahriş görülmeyebilir. Bu yöntemle yutma borusu ve midenin tamamı ve oniki parmak bağırsağının büyük kısmı ayrıntıları ile görülür. Herhangi bir ülser, gastrit, tümör ve kanser varlığını öncelikle ayırmak gerekmektedir. Endoskopi ile reflünün varlığını ve kimi zaman da nedenini anlamak mümkündür. Örneğin mide fıtığının kesin tanısı da endoskopi ile konulabilir. Yine endoskopi, özellikle yıllardır reflüsü bulunanlarda yutma borusunun alt ucunda ciddi tahribat oluşanlarda parça almamızı sağladığı için de çok gerekli bir yöntemdir. Buradan parça alarak Barrett gibi bazı kanser öncesi durumları tespit edebilmek ve gecikmeden antireflü cerrahisi uygulayabilmemiz mümkündür. Bunun sonrasında hastanın şikayetleri ve endoskopik bulguların doğrultusunda ikinci aşama reflü testleri yapmak gerekebilmektedir. Reflü tanısı konulmadan önce, ayrıntılı hasta hikayesi dikkatle dinlenmelidir.