Türk ekonomisinin gizli kahramanları konuşuyor... Esnafın dertleri, hükümetten beklentileri çözüm önerileri...
***
'Esnaf kan ağlıyor
' Esnaf, dertlerini TAKVİM aracılığı ile duyuruyor.
Savaş Zariç: Bugün bir esnaf olarak yıkıldım, çünkü vergi borcum yüzünden icraya verilmiş bulunmaktayım. Buradan hem kamuoyuna hem de yetkililere seslenmek istiyorum. Durumumuz maaşlı çalışandan da kötü. Bugün maaşlı bir insan ay sonunda evine giren parayı bilir, ama bizim hiçbir garantimiz yok. Bazen cebimizde yol parası bile olmuyor.
Saffet Tüfekçi: Anadolu'da küçük bir kasabada ayakkabı boya imalatı kurmak için Sosyal Riski Azaltma Projesi'ne başvuruda bulundum. Ancak emekli maaşı aldığım için kredi veremeyeceklerini söylediler. 20 adet çeşitli makine projeleri hazırladım. Ülkemiz için bir şeyler üretelim satalım istiyoruz, ama kredi talebim yine karşılanmadı. Anonim Şirket düzeyinde başvurmamı istediler. Türkiye'de kendi işinizi kurmak çok zor. Rafet Kalafat: Ben lokantacılık yapıyorum. Eskiden insanlar öğle yemeklerini dışarıda yerlerdi ve biz de güzel iş yapardık. Şimdi herkes öğle yemeğini evden getiriyor. Vatandaş gelip bir çorba içiyor, çoğu zaman karnını ekmekle doyuruyor. 50 kişilik lokantada çoğu zaman 3-4 masa ancak iş yapıyor. Garson sayısını en aza indirdik.
Kenan Başaran: Bir iş hanında çay ocağım var. Bizim durumumuz içler acısı. Çünkü ne işçiyiz ne işveren. Resmen köle gibi çalışıyoruz. Milletin ayakçısı gibiyiz. Mesai denilen bir olay yok bizde. Yanımızda birini çalıştıracak gücümüz yok.