Kimse artık CHP'de Deniz Baykal'a dil uzatmasın. Çeşitli gerekçeler gösterip eleştirmesin. Muhalefet, geçen hafta yapılan kurultayda olduğu gibi sesini kesip uslu uslu bir köşede otursun. Çünkü aksini yaparlarsa samimi olmadıkları ortaya çıkacak. Kimsekendilerineinanmayacak. Düşünün bir kez... Koskoca CHP'nin kurultayı yapılıyor. Bini aşkın delege bu kurultaya katılıyor. Ve böyle bir kurultayda muhalefet yok. Deniz Baykal'a karşı başkanlığa adaylığını koyan yok. ObirzamanlarmangaldakülbırakmayanMustafaSarıgülpesedipkaçmış. Muhalif olduklarını söyleyen bazı milletvekilleri de adeta dillerini yutmuş. İçlerinde kürsüye çıkıp konuşacak tek bir cesur yürek yok. Bunlar değil miydi her fırsatta Deniz Baykal'ı eleştiren. Bunlar değil miydi, CHP'nin yeni bir anlayışla yönetilmesini isteyen. Bunlar değil miydi, CHP yi yeterince muhalefet yapmamakla suçlayanlar. Hanineredeler?Ermeydanınaniçinçıkmadılar?Niçinkaçtılar. Demek ki bunların yaptıkları muhalefet samimi değil, palavra. Bakınız, Deniz Baykal 1990-1991 ve 1992 yıllarında SHP'de İnönü'ye karşı 3 kez genel başkanlığa adaylığını koydu. Üçünü de kaybetti. Amayılmadı,kaçmadı. Sonunda1992yılındaCHP'yegenelbaşkanoldu. CHPSHP birleşti başkanlığı Hikmet Çetin'e bıraktı. 1995 yılında yeniden genel başkan oldu. 1999 seçimlerindeki seçim yenilgisi üzerine genel başkanlığı bıraktı. 30 Eylül 2000'de genel başkanlığa geri döndü. O tarihten beri de neredeyse her yıl yapılan Genel Başkanlık seçimlerini kazanıyor. DenizBaykal'ınbuyolculuğundabüyükbirsabırvar. Mücadelevar. Pesetmemevar. Halbuki muhalifler ne yapıyor... Resmen kaçıyorlar. Kaçan, pes eden, Kurultay'a gelip iki laf bile edemeyen böylelerinden ne köy olur, ne kasaba. O muhalifleri destekleyen CHP tabanı boşuna umutlanmasın. İlla da muhalefet yapacaklarsa, parti yönetimine taliplerse, başka liderler çıkarsınlar. CHP'de şimdiki muhalefet iflas etmiştir.