- Alooo. - Buyurun... - Emniyet mi? - Evet... - Abi bu alçaklar nerede? - Ne? Anlamadım? - "Bu hayvanlar" diyorum. Hani çocukları adeta işkenceyle dövenler. - Gözaltındalar. - Onları verin bana abi. Ben onların bir ağzını burnunu kırayım abi. - Kardeşim biz zaten onları dayak attılar diye içeri attık. Şimdi de sen mi dayak atacaksın! - Atarım abi. Bak dün gece tam bu haberi seyrediyorum. Benim karı ikide bir önüme geçiyor. Aldım ayağımın altına. Benim çocuk şımarıyor. İki de ona salladım. Haberi seyredemedim ya... - Yani karını da çocuğunu da dövdün... - Heee... - O zaman niye bu dayakçılara kızıyorsun kardeşim. Sen de dayakçısın. Şu olayda o zaman senin de suçun var. Herkes evindeki şiddeti önlese, Türkiye'de şiddet kalmaz be.. - Bak senin dediğin açıdan hiç düşünmemiştim abi. - Bizi zaten düşüncesizlik bu hallere düşürmüyor mu? Evde şiddet, okulda şiddet, sokakta şiddet. Olacağı bu değil mi kardeşim? Bak adamın asabını bozma kardeşim. Beni de sinirlendirme tamam mı! Bak bizi meşgul etme, gelirsem oraya kardeşim...