İlerleyen yaşına rağmen meyve fidanı diken ihtiyar köylü, kendisine latife yapan bilge padişaha, unutamayacağı bir insanlık dersi verdi!.
Adaleti ve cömertliği ile nam salmış bilge bir hükümdar, maiyetiyle birlikte gezintiye çıkmıştı. Amacı halkının durumunu daha yakından görmekti. Hükümdar, yolu üzerindeki bir köyde çok yaşlı bir adamın tarlasına fidan dikmekle meşgul olduğunu gördü. İhtiyar adamın gayreti çok hoşuna gitti ve yanına gidip kendisine latife yapmak istedi:
'YEMEM ŞART DEĞİL' - Baba, sen bu yaşında ne diye fidan dikmeye uğraşıyorsun? Maşallah yaşını yaşamışsın, bu diktiğin fidanların meyvesinden belki de yiyemezsin. İhtiyar, hiç istifini bozmadan tevekkül içinde cevap verdi: - Bu diktiğim fidanların meyvesini bizim yememiz şart değil evlat. Biz nasıl bizden öncekilerin diktiği fidanların meyvesinden yiyorsak, bizim diktiğimiz fidanların meyvesini de bizden sonrakiler yiyecek. İhtiyarın verdiği bu cevap, bilge ve cömert hükümdarın çok hoşuna gitti. Hemen yanındaki vezirlerine dönerek, mükafat olarak ihtiyara 1 kese altın verilmesini emretti. 1 kese altını alan ihtiyar adam, hükümdarın bu cömert ihsanını tebessümle karşıladı: "Gördün mü evlat. Bir de 'Sen bu ağaçların meyvelerinden yiyemezsin' diyordun. Bak bizim diktiğimiz fidanlar şimdiden meyve vermeye başladı" diye latife yaptı. Bu cevap da hükümdarın hoşuna gitti, vezirlerinden ihtiyar çiftçiye hemen 1 kese altın daha vermelerini emretti.
3 KESE ALTIN ALDI İkinci kese altını da alan yaşlı köylü, gülerek şunları söyledi: - Bak evlat herkesin diktiği fidan yılda bir defa meyve verir, bizim diktiğimiz fidan günde 2 meyve birden verdi. İhtiyar köylünün verdiği son cevap da hükümdarın hoşuna gitti ve vezirlerine yaşlı adama 1 kese daha altın verilmesini emretti.
VEZİR MÜDAHALE ETTİ Vezirler üçüncü kese altını da ihtiyarın avucuna koyarken, işin gittikçe sarpa sardığını gören akıllı bir vezir araya girdi ve hükümdarı uyardı: - Aman sultanım bir an önce buradan uzaklaşalım. Bu ihtiyar bu gidişle hazineye darı ektirecek.