Kayserispor karşısındaki Fenerbahçe, kaliteli futbola olan borcunu ödemeye gönüllü bir takımdı. Bir futbol sarmaşığı ŞükrüSaraçoğlu'nu sararken, son yılların en çağdaş Fenerbahçe'sini izledik. Tribünlerdeki şarkının "yüksekseslesöylenen" bölümünde, en çok serenadı Anelka hak etti. Fenerbahçe'de karamsarlığın mesaisi bitti, yarın akşam PSV karşısındaki anlamlı sınava yürüyor taraftarlar. "Törenadımlarıyla!"
***
Beşiktaş yine sonbahara tutuldu. Sanki ölü evine girmiş gibi maça çıkan futbolcuların yüzündeki ifade, aslında çok şeyi anlatıyor. Beşiktaş'ın klasikleşen "Topluintihargösterisini!" Gerçekleri göremeyen RızaÇalımbay, bu gösterinin çaresiz yönetmeni... Her ne kadar "İstifaetmeyidüşünmüyorum" dese de, bu şartlar altında Beşiktaş'ın RızaÇalımbay'dan "istifadeetmesi" pek mümkün değil. Çünkü Beşiktaş takım olma özelliğini her hafta biraz daha yitiriyor.
***
Galatasaray varlık ve hiçlik arasında çelişkiler takımıydı. Samsunspor gibi bir takım karşısında zor kazanmak bir yana, takım içindeki çirkinliklerin dışa vurumu ayıp ötesiydi. Bu gurur Hasan Şaş ve Necati'ye ait. Gerets, o yüzdendir ki, yeni bir nesil yaratmaya çalışıyor Galatasaray'dan... Uğur gibi, Zafer gibi... Trabzonspor, bir Gökdeniz meselesine teslim oldu. Trabzon her daim, kendine kilitlenmeyi seviyor zaten, Elindeki futbolculara rakip takımlardan gelen transfer tekliflerini "namusbelasıgibi" algılayanlar, şimdi sıfırlanmış gerçeklere bakıp, yeniden başlamanın kapılarını aralasın. Büyüklük yeniden başlamaktır çünkü... Bittiği sanılan yerden...