Eski hükümetler, önce memura zam yapıp sonra kaynak için benzine sarılırdı Devir değişti, iktidar 2006'da vereceği yüzde 5 için şimdiden zamları bindirdi.
İşi garantiye alıyorlar Buülkede kaynak sorunu hep vardı Allah'a şükür! Hükümetler memura zammı yapar, ardından da verdiğini geri almak için akaryakıta zammı yapıştırırdı. İnsanlar zamdan sonra benzine zam yapacağını bilir, ona göre hazırlığını yapardı. Köprünün altından çok sular aktı. Yeni hükümet, zam yapmadan önce "Ne olur ne olmaz" diyerek benzine zammı yapıştırıp, kaynağını garanti altına alıyor.
VERMEDEN ALMA DÖNEMİ! ARDINDAN da zam yaptığını açıklayıp, aklınca puan topluyor. İşte yeni yapılan zam da bunun örneği. Hükümet memurlarla, 2006 yılında her 6 ay için yüzde 2.5 zam verme konusunda anlaştı. Sonra "Kaynak arıyoruz" açıklaması yapıp, ardından benzine zammı bindirdi. Hükümet, vermeyi planladığı zammın bir bölümünü şimdiden almaya başladı. Yani kaynak yine vatandaşa yapıldı.
***
Vurun vatandaşa!
En pahalı benzini biz kullanıyoruz. Petrol fiyatlarındaki artış bize yüzde 40, diğer ülkelere ise yüzde 15 oranında yansıyor. Aradaki fark vergiye gidiyor....
Türkiye, dünyanın en pahalı benzinini kullanıyor... Son sekiz ayda benzine yapılan zam yüzde 40'ı buldu... Aldığımız benzine ödediğimiz ücretin yüzde 66'sı vergiye gidiyor... Devlet kaşıkla verip, kepçeyle alıyor... Ne zaman kaynak sıkıntısı yaşansa benzine zam geliyor. Çünkü en kolay vergi benzinden alınıyor. Memur maaşlarına artış yapan hükümet, bunun kaynağını bulmak için fazla beklemedi. En kolay yolu seçerek, benzin fiyatlarına yeniden zam yaptı. Böylece son sekiz ayda akaryakıt fiyatları yüzde 15.3 ile yüzde 40,3 arasında değişen oranlarda artmış oldu. Hükümet öyle bir noktaya geldi ki neredeyse her 5-10 günde bir benzine zam yapılmaya başladı.
BAHANELERİ HAZIR... Memur maaşlarında yapılan artışın hemen ertesi günü yaşanan zam, vatandaşları isyan ettirdi. Hükümetin 'Dünya petrol fiyatlarındaki artışı' bahane etmesine kızan vatandaşlar, "Neden, biz diğer ülkelere nazaran fahiş derecede vergi ödemek zorunda kalıyoruz" diye soruyor. Rakamlara baktığımızda da bu gerçek ortaya çıkıyor. Türkiye'de yılbaşında litre başına 1,18 euro (2.18 YTL) olan benzin, 8 ayda 1,65 euroya (2,73 YTL) fırladı. Avrupa Birliği'ne bakıldığında ise Türkiye, en çok artışın yaşandığı ülke oldu. Petroldeki artışın yansımaları, İngiltere'de yüzde 22, Fransa'da yüzde 15,6, Almanya'da yüzde 12,9 İtalya'da yüzde 13,8'ken, Japonya'da yüzde 10'da kaldı. Bizde ise yüzde 40.3. Bütçe gelirlerini bir türlü denkleştiremeyen iktidarlar en kolay çareyi dolaylı vergileri artırmakta buluyor. Türkiye'de satılan benzinin litresinden yüzde 66 oranında vergi alınıyor. Bu vergiler makul seviyelere çekilse, benzin fiyatları da düşecek. Fakat hükümetlerin vergiyi düşürmek işlerine gelmiyor.
2 DOLARI ÇOKTAN AŞTI Türkiye'de benzin fiyatları geçmiş dönemde 1 dolara yaklaştığında büyük itirazlar çıkıyordu. Şimdilerde ise litre fiyatı 2 doların üzerinde. Avrupa ülkelerine göre Türkiye, benzini en pahalı kullanan ülke durumunda. Dolaylı vergilerde de Avrupa ile tam tersi oranlara sahibiz. Neredeyse her adımda vergi ödüyoruz. Dolaylı vergilerin en büyük kalemini ise benzinden alınan ÖTV oluşturuyor.