Ankara, acılarımızın da başkenti. İşçilerin kan tüküren çığlığını duymayan şehir. Öğretmenlerin pazar sonlarında ezik sebze topladığını görmezlikten gelen, pembe gözlüklüler şehri... Benzine zam pompalayan, Cumhurbaşkanı'na saygıda kusur edenlere suskun kalan kara parçası... Çocuklarımızın harçlığını kesen, o acımasız şehir. Yol verir, aydınlık gecelerden öksürüklü akşamlara. Ömrümüzü çalan, zalim Ankara!
***
Yol görmüş, yordam görmüş de, bizlere gün göstermemiş bir şehir. Kutlanacak bayramlarımıza bile göz diken dağlar şehri. Yangında ilk olarak kendilerini kurtaracak olanların buluştuğu "kurtarılmış bölge!" Sığınacak liman arayanların, "Devletin malı deniz" sloganını ürettikleri apoletler şehri. Dini imanı para! Acının bile vergisini bizlerden almaya çalışan... İnsafsız Ankara...
***
İki yüzü vardır, birinde lüks otomobiller sergisi... Diğerinde yorgun ve uykulu trenler. Üniversitelerine göz diken politikacıları ağırlayan şehir... Ülkemizi ihanet galerisine çevirmek isteyenlerin el ele tutuştukları toprak parçası... Mustafa Kemal Atatürk'ten sonra, gerçek sahibini bulamamış, sahipsiz şehir. İçimizdeki kapanmaz yara. Karanlık şehir! Sinsi Ankara!
***
MutlulukTakvimi
* Batan güneşi avucuna al, resim çektir... * Yaptığın iyiliği sır olarak sakla...
***
Bir gece yarısı Usulca pencerenden Dışarı bak Göreceksin Köşebaşında Nöbet tutuyordur Gözlerim Öyle kolay değildir Beni unutmak Hala sokaklarındadır Ayak izlerim HakkıYALÇIN
***
İslam'ı tekeline alanları görüyoruz. Onlar kendilerine Müslüman. Aydın insana ve yoksul halka düşman!