Geçen hafta SabahGazetesi'ne dost ziyaretim vardı. Giriş kapısında, reklam servisinden arkadaşlarla muhabbet ederken, asansörden ÖzhanCanaydın'ın indiğini gördüm. Usulca ayağa kalktım, beni görünce gülümsedi. "NasılsınHakkı?" dedi, "Sağolunbaşkanım,siznasılsınız?" dedim. Sarıldık. " Sanaettiğimteşekkürüunutmuyorum" dedi, şaşırdım. 7 yıl önce, bir yazım için telefonda ettiği teşekkürü, daha ilk karşılaşmamızda bana armağan eden bir başkanın zarafetine ve hafızasına şaşırdım. O geçen süre içinde kendisini rahatsız edecek yorumlarım bile olmuştu da, aramızdaki en güzel diyaloğun hükmü vardı başkan için... "Herzamankigibizarifsinizbaşkanım.Kendimizeiyibakın" dedim, gülümsedi ve kapıdan çıktı. Arkadaşlarım sordu, "Ohangiteşekküröyle,unutulmayan?" 7 yıl önce, Galatasaray'ın 40'lık Sion zaferini Fotomaç'taki köşeme taşırken, Galatasaraylı futbolculara, FatihTerim'e ve yöneticilere ithafen, ilginç bir teşekkür ilanı yayınlamıştım. ÖzhanCanaydın, o zaman yöneticiydi ve Bursa'daydı. Arkadaşımız KadirÇetinçalı' dan telefonumu bulmuş ve beni aramıştı. Telefonda, bu ilginç ilana teşekkür etti. Sonraki zamanlarda biraraya gelemedik, sadece selamlarımız gitti geldi. Ama 7 yıl sonraki karşılaşmamızda, unutmadığı bir teşekkürün zarif adamı olarak kendini bir kez daha tanıttı. ÖzhanCanaydın'ı, diğer başkanlardan ayıran birçok özellik var. Yüklendiği emsalsiz vasfın bu özel adamı, geçmiş yönetimlerin hatalarının bedelini öderken, bilinçsiz taraftarın da hedefi olabiliyor. Galatasaray'da azalan zarafet, zarafetin temsilcisi bir başkanla çatışma halinde olabiliyor. Her şey başarıya endeksli çünkü. Oysa bu ülkenin en çok ihtiyacı olan şey, belki de sadece ÖzhanCanaydın'da mevcut. Şeytan arabalarının usta sürücüleriyle, ÖzhanCanaydın'ı aynı kefeye koymak, adilce olmaz. "Bataklıklarkendilerineaitolmayanıgeriverir."ÖzhanCanaydın, futbol bataklığına uygun bir kulüp başkanı olmadığını göstermiştir. Fair Play anlayışı... Ve insan sevgisiyle...