Önceki gün öğle vakti... Üç kız öğrenci, Ataköy5.Kısım' daki DenizTaksi' ye geldi. "Amca" dediler heyecanla. "Biziokulumuzayetiştirirmisiniz." Taksi şoförü "Okulunuzneresi?" diye sordu. "AtaköyCumhuriyetLisesi" dedi öğrenciler. Taksiyle 5 dakikalık mesafe için, şoför kız öğrencileri bindirdi ve yola koyuldu. Daha köşeyi dönmüşlerdi ki, arka koltukta oturan kız öğrencilerden biri, çantasından bir şişe çıkarttı. Taksi şoförü bu hareketlenmeyi görünce, dikiz aynasından baktı ve şaşkına döndü. Kızların elinde bir viski şişesi vardı. "Neyapıyorsunuz?" diye bağırdı. "Neyapalımamca" dedi, elindeki viski şişesinin kapağını açan kız öğrenci. "Yanıyoruz!" Adam şaşırdı, dünyasını şaşıran kızların bu garip tavrı karşısında, ne diyeceğini bilemedi. Kızın ağzını dayadığı viski şişesine baktı, önüne baktı. Okulun önüne gelmişti bile. Kızlar, "Aman" dediler. "Servisikaçırmayalım." Aslında okula değil, servise yetişmek için gelmişlerdi ve o gün okulu kırmışlardı. Viski şişesinin dibine vurmayı öğrenmişlerdi, ders kitaplarından önce... Yaşları henüz 15 civarı... Özenti batağınının kıyısında gezinen sahipsiz kızlar... Bu acımasız düzenin harcamak için fırsat kolladığı manken silüetleri... Bir annenin ve babanın, çocuklarının hayatındaki gerçekleri bilmesi gerek. Taksi şoförlerinin bildiğinden daha fazlasını bilmesi gerek. "Onlartelevizyondizileriyledahabirhaşırneşirler." Okul öğretmenlerinin ve okul müdürlerinin, öğrencilerinden haberdar olması gerek. "Onlar,duvarlardandökülensıvalarladahaçokilgililer." Onlar bu garip düzenin kurbanları. Televizyonların önderlik ettiği yozlaşmanın gurur anıtı çocuklarımız, şimdi kendilerini sergiliyor. "Normal" tavırların "anormallik" olarak algılandığı bir toplumda, çocuklarımızı birerikişer kaybediyoruz. Onlara "pisayısını" öğretmekle, hayatı öğrettiğimizi sanıyoruz. Her gün yeni mesajları beyinlerine şırınga eden düzenden, onları korumayı düşünmüyoruz bile. Bugün hafife alınan gerçeklerin, yarın çok daha pahalı bedeller ödeteceğini görmezlikten geliyoruz. Ne acıdır ki, bazı değerler "tuvaletkağıdı" kadar değerli değil artık. Bütün güzelliklerimizi yitiriyoruz. Bir şeyleri yitirdiğimizin farkına varsak, kazanmaya başlayacağız ama... İşte onu fark edemiyoruz!