Espri yapmak, bilgiyi ve halkın gerçeklerine sığınmayı gerektiriyor. Ve de zarif olmayı. Esprilerini yitirip, azar azar tükenmeyi seçenler, son günlerde birbirlerini yiyorlar. Sadece kavukların değil, başların da "kuru temizlemeye" gitmesi gerekiyor belki..
Cem'in dikiz aynası var Kimseyle alıp veremediği bir şey yok. Kendisine taş atana ekmek atıyor. "Fosil esprilere" tahammülü olmadığı içindir ki, kuru temizlemecilere bile iş çıkartıyor. Onun esprilerini muhafaza ettiği çelik kasası yok, sadece radar gibi bir çift gözü ve özel bir yeteneği var. Ferrari'siyle bile halkın içinde dolaşıyor. Komplekslerini anasının karnında bırakmış. Zeki Alasya'ya göre sevimli bir yaratık ama her esprisinde kendisini heykelleştiriyor.
Komik postacı Kendi ruhunun temsilcisi. Yerine ulaşan mektuplara benziyor esprileri. Harika bir gözlemci. Geçmişi taşıyan postacı. Acılarını bile komik gösteriyor bizlere. Alemin en zeki ve yaratıcı adamlarından biri. Bakmayın komik abilerin, onun kökünü kurutma sevdasına... Ağaçlar yukarı doğru büyüyor. İnadına inadına... Onun derdi APOLET Yenilere tahammülü olmayan eskici. Karaya oturduğunu göremeyecek kadar kendinden uzak. Espriler de ona uzaktan bakıyor. Tiyatrocu olmanın kendisine başkalık kazandırdığını düşündüğü içindir ki, apolet derdinde. Cem Yılmaz'ın ayakta alkışlandığı bir düzende, yerine oturabilir artık. Ya da kliplerde sosyalist düşler kurabilir.