Dışişleri Bakanımız AbdullahGülBey, eşi HayrünnisaHanımefendi ile birlikte gittiği Çin gezisini sürdürürken, başında bulunduğu bakanlıktan gazetelere pompalanan haberlerde, artık Irak'taki Kürtler'in destekleneceği bilgileri yer alıyor. Olacağı buydu zaten! Neyedirendik,hangikonudamillipolitikalarımızasahipçıktıkveTürkiyemiz'e yakışanı yaptık ki? Bütün mevzileri terk ediyoruz. Kendi ağzımızdan çıkan sözlerin bile altında kalıyoruz. Açıkçası, çoğu zaman (Çok afedersiniz ama) adeta tükürdüğümüzü yalıyoruz! Cumhuriyet döneminin dış politikamızda öne çıkan 4 ana başlığını, 2 yılda ortadan kaldırdık. BatıTrakya,Ege,Kıbrıs ve Musul-Kerkük'ten oluşan hassasiyetlerimizi ellerimizle yok ettik. Hatırlayınız; geçen yıl Başbakanımız Yunanistan'a gitmiş ve Batı Trakya'yı da ziyaret etmişti. Yunanlılar'ın yaptığı programa uyan Başbakan, Gümülcine'deki soydaşlarımızın ısrarlı davetlerine rağmen, Türk dernekleri ve kulüplerine gitmemişti. Hatta, kendisini müthiş heyecan ve coşku ile karşılayan kardeşlerimize, "Hepiniziyibirvatandaşolun.Yunanistanyasalarınauyun.Entegrasyonusağlayın" nasihatlarında bulunmuştu. Soydaşlarımız, hak ve hukuklarının çiğnendiğini, AB üyesi ülkede beşinci sınıf muamele gördüklerini belirtip şikayetçi olacakken, SayınRecepTayyipErdoğan' dan Atina'daki makamların söylediklerini duyup üzülmüşlerdi.
Kıbrıs'tadaaynışeyleroldu Oysa, daha geçen hafta Türkiye'ye gelen Yunan Milli Eğitim Bakanı aynı titizliği, nezaketi ve yaklaşımı hiç sergilemedi. Her şeye rağmen Ruhban Okulu'nun açılması için Türk Hükümeti'nden söz aldıklarını ve Rumlar'a ait vakıflar konusunda çalışmaların devam edeceğini söyledi. Gayretlerinden ötürü, AKP Hükümeti'ne de teşekkür etti. Kıbrıs'ta da aynı şeyler olmadı mı? Rumlar'ı memnun edebilmek için RaufDenktaş gibi kahraman bir devlet adamını kırdık, incittik ve kahrettirdik! Annan ve Papadapulos'larla kol kola girerken, Türk varlığının savunucularına sırtımızı döndük. Aynı şekilde Ege'deki haklarımızı ve yıllardır savunduklarımızı da unuttuk! Yunan siyasetçiler, gazete ve televizyonlar, sivil toplum kuruluşları, Ege konusunu her gün bütün tazeliği ile konuşup tartışırken, Türkiye'den "çıt" çıkmıyor. Sanki böyle bir meselemiz yokmuş gibi davranılıyor. Kulağımızın üstüne yatmış, seyrediyoruz! MusulveKerkükkonusunagelince...Daha,2yılöncekırmızıçizgilerimizvardı.Irak'taoldubittiyetahammületmeyecektik.Yenidenyapılandırmadaçokçoketkiliolacaktık.Burnumuzundibindekioluşumlarakarşıdurup,bölgedeharitadeğişikliğiisteyenlereyüzvermeyecektik! Ne oldu! Başımıza önce çuval geçirdiler, sonra sorguya aldılar! Ardından da yakıp yağmaladılar tapularımızı ve nüfus kayıtlarımızı... Ankara'da ağırlayıp ikramda kusur etmediklerimiz, gözümüzün içine baka baka yalan söylediler. Alay ettiler.
2yıldaneredennereyegeldik Şimdi ise Dışişleri Bakanlığımız politika değiştirmiş ve Irak'taki Kürtler'e destek olunmasına karar vermiş! Yani, daha 3 gün önce "BuaşiretsoytarılarınıyakındaAnkara'dakırmızıhalılardöşeyipcumhurbaşkanı,başbakanveyameclisbaşkanısıfatlarıylakarşılayıpağırlarız" demiştik ya... Aynen o yolda düşünmeye başlamış bizimkiler! Türk Milleti'ni uyutmak için de "Kürtler,Irak'tacumhurbaşkanlığıvebaşbakanlıkgibigörevlerüstlenirse,Kürtdevletigirişimleriazalır" tezini ortaya atıyorlar. Halimize bakın halimize... 2 yılda nereden nereye geldik bir düşünün! BarzaniEfendi"Kürtdevletimutlakakurulacak",Talabanioynağıise"Kimsekarışamazbize" diye meydan okuyor, Ankara'dakiler de politika değiştiriyor. Dışişleri Bakanımız'ı sormayın... O, eşi ile gittiği Çin'de Çin Seddi'ni geziyor. Mao'nun"Kahramanlık,ancakÇinSeddi'neçıkılarakilanedilir" sözüne uygun şekilde, dünyanın öbür ucunda "kahraman"laşıyor. Baht utansın!