Aşkta hep kaybeden taraf olmak istemiyorsanız, gözlerinizi dört açın, sevgilinize körü körüne bağlanmayın, kusurunu aramaya ve onu değiştirmeye çalışmayın....
Aşkta kaybetmemek için ilk kural, aşık olduğunuzda 'görme duyunuzu' yitirmemeniz. Yıllar sonra, "Ah ben bunları nasıl fark edemedim" diyenlerden olmamak için lütfen iki gözünüzü birden yummayın. Bir insana kayıtsız şartsız bağlanmak, en büyük hatalardan biri. Aşk acısı çekenlerin en yoğun hataları; kaybetmeyi en başta kabullenmeleri. Aşk bir 'sığınak' da değildir. Ama birçok insan, bir şeylerden kaçmak istediğinde farkında olmadan, o sıkıntılı evrelerinde bir aşk buluyor ve yanılıyor.
Geçmişi unutun Geçmişte aldığınız yaraları aşkınızın malzemesi yaptığınız anda kaybedersiniz. Elbette yeni bir aşk geçmiş yaraları iyileştirebilir. Ama onu gerçekten bir merhem olarak kullanıp, "İyi ki sen varsın, yoksa bugün ben yoktum" gibi itiraflar, aşkı yavaş yavaş törpülemeye başlar. Bağımlı kadınlar kendilerinde olmayan özgüveni, başkalarına bağlanarak elde etmeye çalışıyorlar. Kendisine değer vermeyen birine bağlılık duyan kadınların sayısı hiç de az değil. Aşkta kaybetmenize neden olan bir diğer hata da ısrar ve yapışkanlık... Aşk bunlardan hiç hoşlanmaz. Elinizde olana yapışır ve her ne olursa olsun ilişkiyi sürdürmeye çalışırsanız, baştan kaybedersiniz. Bir rüyaya mı aşıksınız, yoksa gerçek olan bir şeye mi? Karar verin.
Vay halinize!.. Aşk, kontrol etmeyi kaldırmaz. Onu inceleyip, kusur arama işleminden vazgeçin. Önce dürüstçe şuna karar verin: Bu insanın davranışlarını değiştirmesini kendiniz için mi istiyorsunuz, onun için mi? "Aşık olduğum kişi şöyle olmalı" fomülleriyle kusur düzeltme memuru gibi hareket ederseniz, o aşkın vay haline! Aşkı cinsellikten ayırdedebiliyor musunuz? Aşk, yürek ve beyin işidir. Birçok duyguyu bir süre paylaştıktan sonra cinselliği deneyin. Cinselliği kısır döngü içinde yaşamak yerine, sevildiğinizi veya sevilebilir olduğunuzu hissedin, hissettirin.