Kalp krizi geçiren Oğuzhan Beyaz, yaşam savaşını yazdı.
Şişli Etfal'deki "ölüm ilgisizliğinden" sonra, yarım saatte Alman Hastanesi'ne ulaştık. Kalp krizi başlayalı 1.5 saat olmuştu. 10 dakika daha gecikseydim hayata veda edecektim...
***
Ölüme 10 dakika kala hayata döndüm
Kalp krizi başladıktan 1.5 saat sonra Alman Hastanesi'ne ulaşabildim. Tecrübeli bir ekibin, insanüstü gayretiyle hayata döndüm. Şanslıydım, çünkü damarın patlamasına 10-15 dakika kalmıştı....
Hiç beklemediğim anda gelen KALP KRİZİ'yle, 1 saattir boğuşuyordum. Şişli Etfal'deki "öldüren ilgisizliği" geride bırakıp, Taksim'deki Alman Hastanesi'ne doğru yola çıkmıştık. Arka koltukta acı içinde kıvranırken, sanatçı dostum Emirkan, yoğun trafiğin arasında beni hastaneye yetiştirmek için mücadele veriyordu. Kırmızı ışıklardaki birkaç dakikalık bekleyişler, saatler gibi geliyordu bana. Ağrılar çıldırtıcı hale gelmişti ve nefes almakta iyice zorlanmaya başlamıştım. Hakkı Yalçın'ın moral sözleri kulaklarımda çınlarken, beni hayata bağlayacak tek şeyin bir an önce hastaneye ulaşmak olduğunu düşünüyordum. Alman Hastanesi'nin bahçesine girdiğimizde, bir yarım saat daha geçmişti. Yani kriz başlayalı 1.5 saat olmuştu. Fakat içeri girdiğimizde içimde hissettiğim rahatlamayı anlatamam. "Galiba kurtuldum" dedim kendi kendime... Nitekim, doktorun ilk sözünü asla unutamam: "Artık çekinme, korkma. Burada emniyettesin." Sonrasında yaşananlar, film karesi gibiydi. Doç. Dr. Bahadır Dağdeviren liderliğindeki ekip, insanüstü bir gayretle ilk müdahaleyi yaptılar. Sanırım 8-10 kişi üzerimde çalışıyordu. Kimi ilaç veriyor, kimi iğne yapıyor, kimi makinelere bağlıyordu beni. Dedim ya filmlerdeki gibiydi. Aydın Ayaydın hocam, benim telefonumdan hemen sonra, Alman Hastanesi'nin sahibi, değerli dost Azmi Ofluoğlu'nu aramış ve durumu bildirmiş. Azmi Bey, yoğun bir telefon trafiğiyle ekibi toplamış ve kendisi de evinin kapısından hastaneye dönmüştü. (Allah herkese, Aydın Ayaydın, Azmi Ofluoğlu gibi dostlar nasip etsin). Kalp damarlarımdan biri yüzde 95, diğeri yüzde 70 kapalıydı. Acil anjio ile damarlardan kan akışı sağlandı. Doktorlar çok şanslı olduğumu söylüyorlardı. Damarın patlamasına sadece 10-15 dakika kalmıştı. Kılpayı kurtulmuştum. Daha sonra yoğun bakıma alındım. By-pass ameliyatı mı yapılacağına, yoksa damara stend mi takılacağına karar verdik. Sevgili doktorum Doç. Dr. Bahadır Dağdeviren, aile dostlarımız Prof. Dr. Ertan Onursal, Prof. Dr. Sebahattin Umman ve Doç. Dr. Halil Saygılı'nın tecrübelerinden yararlanarak, stend takılmasını kararlaştırdık. 3 gece-4 gün yoğun bakımda kaldım. 10 gün evde dinlendim ve görevimin başına döndüm. Lokal anestezi ile anjiyo ve stend takılması sırasında yaşadığım acıları uzun uzun anlatmak istemiyorum. Ama ömür boyunca unutmam mümkün değil. Doktorların ve hemşirelerin beni yaşatmak için verdiği mücadeleyi de unutmam imkansız. Onlara layık minnet sözcüklerini bulmakta zorlanıyorum. Sağolsunlar...