Michael herkesin imrendiği biriydi. Her zaman neşeliydi. Biri ona nasıl olduğunu sorduğunda: "Daha iyi olamazdım" diye yanıtlardı. Bir gün Michael'a sordum; "Anlamıyorum! Her zaman nasıl bu kadar pozitif biri olabiliyorsun?" "Her sabah kalktığımda kendime diyorum ki, 'Bu gün iki seçeneğin var. Ya iyi bir ruh halinde olabilirsin ya da kötü bir ruh halinde, seçimini yap. Ben de iyi bir ruh halinde olmayı tercih ediyorum" diye yanıtladı. İtiraz ettim: "Hayır bu kadar basit değil." "Evet bu kadar basit" dedi ve devam etti: - Yaşam seçeneklerden ibarettir. Olaylara nasıl tepki vereceğini sen seçersin. Hayatını nasıl yaşayacağın da senin seçimine bağlıdır. Bir süre sonra işyerinden ayrıldım. Birbirimizle teması kaybettik. Birkaç yıl sonra, Michael'ın ciddi bir iş kazası geçirdiğini duydum. 18 saatlik bir ameliyat ve yoğun bakımdan sonra, Michael sırtına yerleştirilmiş demir çubuklarla taburcu edilmişti. Kazadan 6 ay sonra Michael'i gördüm. Ona, kaza esnasında aklından neler geçtiğini sordum.
YARIN İÇİN ÜZÜLMEYİN! - İlk aklıma gelen şey yeni doğacak kızımın sağlığı oldu. Yerde yatarken iki seçeneğim olduğunu düşündüm. Ya yaşayacaktım, ya da ölecek. Yaşamayı tercih ettim. - Korkmadın mı? Bilincini kaybetmedin mi? - İlkyardım görevlileri sürekli düzeleceğimi söylediler. Fakat hastaneye getirildiğimde, doktorların yüzlerindeki ifadeyi görünce gerçekten korktum. Gözleri adeta benim öldüğümü haykırıyordu. O anda bir şeyler yapmam gerektiğini anladım. - Ne yaptın? - Hemşire bana sürekli sorular soruyordu. Benim bir şeye karşı alerjim olup olmadığı mı sordu. 'Evet, yerçekimine karşı alerjim var' diye bağırdım. Gülüşmeleri üzerine onlara dedim ki "Ben yaşamayı seçiyorum. Beni ölü gibi değil canlı gibi ameliyat edin!" Michael hem doktorların yeteneği, hem de inanılmaz tavrı sayesinde yaşamayı başardı. Her gün hayatı dolu dolu yaşamak için seçme hakkımız olduğunu ondan öğrendim. Yaşama olan tavır ve bakış açımız her şeydir. Bu nedenle yarın için üzülmeyin, bırakın yarın kendisi için üzülsün. Her geçen günün kendine yetecek kadar derdi vardır. Kaldı ki, bugün, dün kaygılandığınız yarındır.