Anne-babası tarafından öldürülesiye dövülen küçük kız evinde bulamadığı sevgiyi yetiştirme yurdunda arayacak.
Nasipsiz anne-babanın eseri Ağlayarak geldiği dünyada bir kez bile yüzü gülmedi talihsiz S.A.'nın. Bütün Türkiye onu, tepeden tırnağa morarmış vücuduyla tanıdı. İnsanlıktan nasibini almamış öz anne-babanın öldüresiye dövdüğü 3.5 yaşındaki S.A., ölümden kurtulmuştu belki de. Başında babaannesi Hatice A. ve anneannesi Huriye Ç. nöbet tutan talihsiz kız, hala korkuyla sıçrayarak uyanıyor uykusundan ve hala her uyandığında ağlıyor.
Yetiştirme yurduna verilecek "Kendi çocuğunu döven bir anne benim kızım olamaz" diyen anneanne Huriye Ç., kızını evlatlıktan reddedeceğini söylüyor. Doktorlar ise, talihsiz kızın, birkaç hafta içinde vücudundaki morluklardan kurtulacağını. Küçük S.A.'nın vücuduna açılan yaralar bir bir kapanacak belki ama ruhuna açılanlar asla. Devlet küçük S.A.'yı aileye geri vermeyecek. Talihsiz kız, bundan sonra Çocuk Esirgeme Kurumu'nun yetiştirme yurdunda hayatını sürdürecek.
***
Böyle anne olamaz
' Anne ve babasının her tarafını mosmor edinceye kadar dövüp ısırdığı küçük kız hala şokta. Anneanne, 'Kızımı evlatlıktan sildim. Bunu hiçbir anne yapmaz' diyor.
Bolu'da, insanlıktan nasibini almamış anne ve babası tarafından öldüresiye dövüldüğü iddia edilen S.A.'nın tedavisi sürüyor. Talihsiz yavru geceleri bağırarak uyanıyor ve sürekli ağlıyor.
Minik S.A., henüz 3.5 yaşında. Güzeller güzeli yavrunun her tarafı çürük içindeki fotoğrafı ve dramı gazetelere yansıyınca, milyonlarca insanın yürekleri sızladı. Savunmasız yavru, iddiaya göre her gün anne ve babasından dayak yiyordu. Küçük S.'nin acı dolu feryatlarını duyan komşular ise, müdahele etse bile, çoğu zaman eli kolu bağlı kalıyordu. Ancak son olay, S.'nin çektiği korkunç acıların bir belgesiydi adeta. Ali A. ve Çiğdem A., yüzü ve gözü şişmiş mosmor, bacakları çürük içindeki çocuklarını, İzzet Baysal Çocuk Hastanesi'ne götürdü. Aile, doktorlara kızlarının "Merdivenden düştüğünü" söylüyordu.
Bağırarak uyanıyor, ağlıyor Doktorlar, küçük kızın merdivenden düşme sonucu bu hale gelmediğini anlayınca, durumu hemen polise bildirdi. Anne ve baba, "Merdivenden düştü" iddiasını yineledi. Ancak komşuların ifadeleri, anne ve babanın söylediklerini yalanlıyordu. Çiftin yakınları küçük S.'nin sürekli dayak yediğini ve aç bırakıldığını, son olayda da annesi vururken, babasının da ısırdığını söylüyordu. Küçücük bedeniyle birlikte minicik yüreği, yediği dayakların etkisiyle bin parçaya bölünen S.'nin tedavisi sürüyor. Yüzü gözü şişmiş, her yanı mosmor olan talihsiz yavru, hastaneye getirildiğinin ikinci gününde kendisine gelebildi. Geceleri bağırarak uyanan yavru, çektiği dayanılmaz acılar yüzünden sürekli gözyaşı döküyor.
'Ne olur beni bırakma amca' Torunlarının başına gelenleri duyunca hastaneye koşan anneanne Huriye Ç., ile babaanne Hatice A., gördükleri manzara karşısında sinir krizleri geçirdi. Küçük S.'yi bir an olsun yalnız bırakmayan anneanne Huriye Ç., "Kızımı evlatlıktan reddedeceğim" dedi. Kendi çocuklarına bir fiske bile vurmadığını söyleyen gözüyaşlı kadın, "Hangi anne, acımadan çocuğuna işkence eder? Yavrusunu döven bir anne, benim kızım olamaz. Benim böyle bir evladım yok" diyor. Zonguldak'ta oturan babaanne Hatice A. da, gelininin kızını daha önce de dövdüğünü, bu nedenle onu yanına aldığını söyledi. Yaşlı kadın, "Oğlum iki hafta önce 'Karım düzeldi, bir daha dövmeyecek' diyerek çocuğu benden aldı. Bu defa torunumu geri vermem. Ona gözüm gibi bakarım" diye konuştu. Gözlerini açtığında karşısında amcasını görünce boynuna sıkı sıkı sarılan S.'nin bu hali, herkesi ağlattı. "Ne olur amca, beni bırakma" diye ağlayan kızı amcası, "Seni asla bırakmayacağım" diye teselli etti.