Beşiktaş işgal altında Del Bosque'nin çaldıklarını kimse ödettiremez…
Beşiktaş, yanlışlarına alıştı. Transferin eskici dükkanı, şimdi berbat bir bedel ödüyor. Yaratıcı ve zeki adamlardan yoksun olmanın bedelini... Ali Güneş, İbrahim Üzülmez, Tayfun Korkut ve özellikle de yılın transfer kazığı İbrahim Toraman'ın, Beşiktaş'ın yıkımındaki baş oyuncular olduğunu söylemeliyim. Bunca çaresiz adamı Beşiktaş'a doldurmanın ödülünü önce Yıldırım Demirören, sonra da Del Bosque alsın! Parayla saadet olmaz. İnönü Stadı harika olmuş. İyi takım olmazsan, mabet yapsan neye yarar! Fenerbahçe, sezonun en iyi futbolunu Malatyaspor karşısında oynadı. Daum'un ilkel futbol anlayışını reddeden, takım içindeki güçler iktidarı ele geçirince, "harika bir işçilik" çıktı ortaya. Koşmuyor diye eleştirilen Alex bile, gözüpek mücadelelerin içindeydi. Ama Aurelio'ya ayrı bir parantez açmalıyız. Taşa bile hayat veren bu adamı en üst köşeye oturtmalıyız. Galatasaray, direncini her hafta artırıyor. Gönülden kazanmayı istese, Beşiktaş'ı çok kolay yenebilirdi. Yenilmemeyi kazanç sayarken, aslında 2 puan kaybetti. Trabzonspor, berbat sinyaller vermeye başladı. Bu takım büyük hayallerin kıyısından geri döndüğü zaman, elindekini yitirmeyi alışkanlık edindi. Takımı toparlayacak güçler de, ustalık yapmak yerine çıraklığı tercih ediyor. Gökdeniz'in Gaziantep maçındaki tavırları hiç de sempatik değildi. Gelelim haftanın Fair Play pankratlarına. Futbol Federasyonu, önce kendi ruhundaki Fair Play'ı göstersin bizlere. Edepsiz futbolcuları milli takımda besleyen düzen, önce Ersun Yanal'a öğretsin Fair Play'i... Sonra da ayrımcı hakemlere... Gerisini biz hallederiz!