Güncel | Yazarlar | Güne Bakış | Ekonomi | Aktüel | Magazin | Spor | Televizyon | Papatya | Astroloji | Ana Sayfa 27 Ağustos 2004
Kanserim 6 yaşında (3)
İdamını bekleyen adam..

İdamını bekleyen adam..
'Ne yapayım beyim.. Allah'ın ipine sarılmış bekliyorum her gece.. Kur'an'ımı okuyorum..'


Çocukluğumun bir bölümünü geçirdiğim İzmir' in Eşrefpaşa' sında, geceleri yalpa vurarak evlerine dönmekte olan sarhoşlar, nedense hep aynı iki şarkıyı söylerlerdi.. Bağıraraktan, yerleri gökleri inleterekten:
"Gezdiğim dikenli aşk yollarında../Elimden bir kırık saz geldi geçti../Kara talihimden bu yıl da../ Baharı görmeden yaz geldi geçti.."
İkinci şarkının bütününü hatırlayamıyorum.. Sadece bir dizesi var belleğimde:
"Ölmeden mezara koydular beni.."

EMAR..
Başıma bir boyunluk geçirip o daracık çelik tüpün içine soktuklarında, orada tekmil kıpırtısız kaldığımda.. Daha önce verdikleri "Gözlerinizi hep yumuk tutun.." direktifine uymayıp, "Etrafı seyre durayım.." dediğimde.. Sağımda, solumda beşer santimlik, üstümde onun iki katı, sadece on santimlik bir yere tıkıştırıldığımı fark ettiğimde, o şarkı geldi takıldı dilime:
"Ölmeden mezara koydular beni.."
İçeri tıkarlarken, elime bir imdat kordonu tutuşturmuşlardı.. Dayanamayıp fena daralırsam, sinyal verip dışarı çıkartılmam için.. Sonradan öğrenmiştim ki birçok kişi EMAR denilen tüpe girmiyor, giremiyor.. Girse bile, imdat ziline basıp kendisini dışarı aldırıyor..
"Öldürseler dayanamam.." diye düşünüyordum.. Dayandım.. Bir saati aşkın süre kaldım onda.. Sonra önceki on dakikada farz ettim ki Adana depreminde yıkılan binaların birinin altındayım.. Öyle farz ettim işte.. Daracık bir yerde tıkılıp kalmışım.. Üstümde beş katlı apartman.. EMAR gürültülü bir alet.. O gürültü de; üstte çalışan, yıkıntıyı kaldırmaya uğraşan iş makinelerinin, grayderlerin gürültüsü.. "Dayan ulan.." dedim kendi kemdime.. "Dayan.." Nasıl dayanıp kurtulduysa bazı kadınlar ve çocuklar o depremden, sen de dayan...

***

O on dakika öyle geçti.. Sonra çelik tüpün içindeki hoparlör: "Son on dakika Halit Bey bitiyor.."
O son on dakika kolay geçti..
Kızımı düşündüm.. Berfu'yu.. Onun Zeynep Kamil'de doğmasını beklerken, "Ya bir terslik olursa.." diye, etrafa çaktırmamaya çalışarak nasıl ağladığımı.. Anasıyla birlikte yaptırdığımız ilk banyosunu.. İlk dişini çıkartmasını.. İlk konuşmasını.. İlk "Halit.." diye seslenişini..
Dedim ya, o on dakika, on saniye gibi geçiverdi.. Çok zahmetsiz.. Hiç zahmetsiz..
Berfu ekonomi okudu ama, bu iş ortaya çıktığından yani bir haftadan bu yana aktristlik yapmakla meşgul.. Güya şen-şakrak.. Güya sankim "mesut insanlar ülkesi" adlı bir oyunda başrol oynamakta.. Kimbilir belki de ne olursa olsun hep onda yaşayacağımı bildiğinden..
Canlarım, ciğerlerim, kardeşlerim, onların eşleri, yeğenlerim, tekmil taallukat, bugünlerde Devlet Tiyatrosu oyuncularına taş çıkartır haldeler.. Baştan sona rollerinde devleşiyorlar..
Ve gece çöktüğünde, saatler 01.02'yi vurduğunda.. Herkesler yatmalara gittiğinde.. Ben odama çekildiğimde.. Beni benle bıraktıklarında.. Ben, benle kaldığımda, ilk 1983'lü yıllarda Sivas Mahpushanesi'nde tanıdığım, iki gün süreyle oturup sohbet ettiğim o idam mahkumu düşüyor aklıma.. Yedi yıldan beri her gece idamını bekleyen o adam.. "Ne yapıyorsun pekiy?" diye sorduğumda.. Ellerini iki yana açıp, "Ne yapayım beyim.. Allah'ın ipine sarılmış bekliyorum her gece.. Kur'an'ımı okuyorum. Duamı ediyorum. Elden ne gelir" diyen o adam canlanıyor gözlerimde.

Gece..

Ve asıl gece, odamın içinde şiirler, şiirlerden bazı dizeler uçuşmaya başladığında, gelip oturuyor içime.. Şiirler, dizeler.. Kimi yastıklara konuyor.. Kimi örtülere.. Kapılara, camlara, pervazlara.. Sandalyelere, masalara..
Şiirler ve dizeler ki, hep doğadaki tek ve en büyük gerçek olan ölüm üzerine.. Onlar mırıldanıyor, ben dinliyorum..

"Paydos diyecek bize bir gün tabiat anamız
Gülmek ağlamak bitti çocuğum
Ve tekrar uçsuz bucaksız başlayacak
Görmeyen, konuşmayan, düşünmeyen hayat..
Ayrılık yaklaşıyor her gün biraz daha
Güzel dünya elveda
Ve merhaba kainat.."


***

"Sevsen beni çocuğum!
Geçen güne yazıktır
Bugün var yarın yoğum
İşim bir şarkılıktır.."

***

"Bir türkü söylediler duydunuz mu?
Bir kuşu vurdular gördünüz mü
Böyle neden susuyorsunuz böyle
Güzelliğiniz çoğalıyor, öldünüz mü"


***

"Hafızın kabri olan bahçede bir gül varmış
Yeniden her gün açarmış kanayan rengiyle
Gece, bülbül ağaran vakte kadar ağlarmış
Eski Şiraz'ı hayal ettiren ahengiyle..

Ölüm asude bahar ülkesidir her rinde
Gönlü her yerden buhurdan gibi yıllarca tüter
Ve serviler altında kalan kabrimde
Her seher bir gül açar, her gece bir bülbül öter.."


***

Çarşamba sabahı büyük bir ameliyata girecekmişim.. Öyle söylediler.. Daha sonra yoğun bakımda uzunca bir süre yatacakmışım.. Öyle söylediler.. Daha sonrası için pek bir şey söylemediler..

Fax : 0212 2815840
GÜNCEL
Narkoz Narkoz can yaktı
Bel fıtığı için yattığı hastanede test yapılmadan narkoz verilince...
Yine yağmur geliyor
Güne BAKIŞ
İkizler cinayeti namus infazı
Dalgıç doçent denizde kayboldu
Endişeli bekleyiş sürüyor
Güne BAKIŞ.
SPOR
Ve Ve Elvan finalde
1500 metre yarı final serisinde çok rahat koşup 4. olan milli...
Onlar Korksun
Guruptan çıkarız
Bol şanslar
G.Birliği 90'da hayata döndü...
Hata bende
Son karar Hagi'nin
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
HAVA DURUMU
ISTANBUL - Par. Bul. 29 C,Par. Bul. 21 C
ANKARA - Par. Bul. 29 C,Par. Bul. 12 C
IZMİR - Par. Bul. 36 C,Açık 18 C
ANTALYA - Par. Bul. 32 C,Açık 21 C
ADANA - Par. Bul. 32 C,Par. Bul. 23 C
EKONOMİ
IMKB E: 19,572 D:% 0.07
DOLAR S: 1,508,000 D:% -0.20
EURO S: 1,823,000 D:% -0.11
AKTÜEL
GÜNE BAKIŞ
EKONOMİ
GÜNCEL
     
  Güncel | Yazarlar | Güne Bakış | Ekonomi | Aktüel | Magazin | Spor | Televizyon | Papatya | Astroloji | Ana Sayfa
     
     
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm haklari saklidir.
MERKEZ GAZETE DERGI BASIM YAYINCILIK SANAYI VE TICARET A.S.