Fenerbahçe'de günahları tescillenmiş bir adama kapıları yeniden açmak, filmi başa sarmaktır. O filmde, kendi başkanına "Beni dövdürdü" ithamı vardır. O filmde, binlerce sükseli kaçış ve ve kasayı boşaltmak vardır. Ama Aziz Yıldırım her şeyi bilen bir başkan olduğu içindir ki, Rüştü'den medet ummaktadır. Rüştü'nün dönüşü, geçen yıl bu takımı şampiyon yapan değerleri yok saymaktır. Rüştü'nün dönüşü, Fenerbahçe'deki üçüncü yıldızın üzerine çamur sıçratmaktır. Rüştü'yle birlikte, Fenerbahçe'ye yeniden sinsi bir politika egemen olacaktır. Fenerbahçe'yi gerçekten sevenler, bu transfere izin vermezdi. Panathinaikos maçı geliyor gözlerimin önüne. Ağlayan Fenerbahçeli çocuklar... Galatasaray'la oynanan şampiyonluk maçının filmini oynatıyorum yeniden. Suat'tan yediği golden sonra, Rüştü sakatlık numarasıyla maçı bırakıp gidiyor. Genç Oğuz geçiyor kaleye. Hagi'nin harika şutunu köşeden çıkartıyor, Fenerbahçe maçı 2-1 kazanıp, o yıl şampiyon oluyor. Başka bir sezon Bursaspor maçının son dakikasında Rüştü fiyaka yaparken, Fener'i yakıyor. Ve daha neler neler... Hala topu eliyle oyuna sokmayı öğrenemeyen bir kaleci için, Barcelona'ya giderken "Çok çabuk döner" diye yazmıştım. Haklı çıktım. Yine çanlar çalıyor, duyuyorum. Şimdi Rüştü'yle, kan dolaşımı yeniden aksayacak Fenerbahçe'nin. Rüştü, şimdi bir el daha oynayacak kumarını. Bu kez, elinde sahte aslar var. Aziz Yıldırım'ın içindeki dava düştüyse, Fenerbahçe kalesi de düşecek demektir. "Herhalde" diyorum, "Birilerinin vardır bir bildiği!" Belki de Rüştü'nün günahlarını "kale arkasına" gömerler. Nasılsa Fener'de istemediğiniz kadar büyücü ve medyum var. Bakarsınız bu kez "uğurlu" gelir!