Fenerbahçe'nin bu sezon en önemli sorunu Daum'dur. Daum'un süklüm püklüm özür dilediği basın toplantısı, Fenerbahçe'nin tam kalbine saplanmış hançerdir. Bu olayın faili de Aziz Yıldırım'dır. Daum'u ezmek için Fenerbahçe'yi reddetmenin kitabında, Aziz Yıldırım'ın adı yazıyor. Kişiliğini azarlanma seanslarında yitirmiş bir teknik adamın çaresizliğini, Rize'de gördük. Bundan sonra olacakları da, yöneticiler görsün. Çünkü Daum, rakiplerle değil Fenerbahçe ile savaşıyor. Rize maçının ikinci yarısında, gol "Geliyorum" diye bas bas bağırıyordu. Luciano ve Servet, felaket bir ruh haline bürünmüştü de, sonbahara yakalanmıştı Daum, durduğu yerde yaprak döküyordu. İlk yarıda solda tank gibi gidip gelen Fabiano'nun ikinci yarıda önündeki engel Tuncay'dı. Tuncay, "Beni forvete bırakın, tay olayım" der gibi bakıyordu Daum'a. Daum boşluğa bakıyordu. O sırada, ancak bir "yıldırım" paklardı Daum'u. Ve şimşek gibi iki gol art arda geldi. Mehmet Yozgatlı, yoksul durakların zengin yakışıklısıydı o sıra. Otostopa çıkmış bir pozisyon bekliyordu belki de. Orta saha yol geçen hanı olmuştu, bir anda. Ve Fenerbahçe, o gariban Rizespor'a 2 puan bıraktı. Sadece ve sadece, Daum'un "sarhoş numarası" yapmasından kaybetti. O Daum, şimdi Rüştü derdinde. O Rüştü, yıllarca Fener'in canına okuyan gerçeklerin temel direği. Takımını yolda bırakmanın ustası. Takımı içten çökertecek politikanın lideri. Üstelik, yöneticilerin asla istemediği biri. Daum, Rüştü'yü neden inatla istiyor, gerçek Fenerliler bir düşünsün bakalım. Uçurumlar, Daum tarafından bakıldığında derin görünüyor... Aziz Yıldırım tarafından bakıldığında ise düşler tarlası gibi. Hangisini tercih edersiniz?