Doğu'da, Güney Doğu'da yine ufak ufak ölmeye başladık.. Günde 3-4 asker, ya da güvenlik görevlisi.. Asker anaları için yine uykusuz geceler.. Zıkkım işler oluyor o coğrafyada.. Van'da Emniyet basılıyor, polisler dövülüyor ve adam kaldırılıyor.. Aşiret ağaları, reisleri, basbayağı, açık ve seçik olarak devleti tehdit ediyor.. Belediye başkanları, kanlı teröristlerin evlerine taziye ziyaretlerine gidiyor.. Ki hiç akıl alıcı bir işler değil.. Tam Reha Muhtar'lık bir durumlar.. Onun yine ekrana çıkıp "Devlet nerede, nerede devlet?" diye feryatlanması için.. 3-5 "başıbozuk"un bildiklerince at oynatmalarına bağış vermeler, örtbas etmeye çalışmalar.. Bu işler, nasıl bir işler? Devletsen, devletliğini bileceksin.. İstanbul'da bir yanda havai fişekler, öbür yanda art arda patlayan bombalar.. Kundaklanan yakıt tesisleri.. Laleli'de, Sultanahmet'te havaya uçurulmaya çalışılan oteller ve ölen insanlar.. Oralarda, buralarda uçuşan molotof kokteylleri.. Ne oluyor? Taşları bağlayıp, kudurganları mı saldılar orta yerlere? Yine mayınlı günler ve bu gidişle sayıları artacak şehitlikler.. Ve korkulu günlere gebe bir İstanbul..