Güneşe yaslanmıştı vali, kahvesini yudumluyordu. Birazdan turizm amaçlı "UFO balonu" inecekti Erzurum'a. "Kimseyi kaçırmayacaklarına dair" teminat verilmişti, magazin şoförleri tarafından. Şehrin göbeğinde gariban düşler kuran üç şarkıcı, "magazin duasına" çıkmıştı. "Bizlere gazetelere çıkacak kadar talih eyle yarabbi!" Kuşlar ekmek kırıntılarını taşıyorlardı o sıra. Bir cadı, süpürge sopasına bindirdiği bürokrasiyi attaya götürüyordu. O sırada UFO'lar geldi, şarkıcıları alıp götürdü. Erzurum ayağa kalktı. Vali bey kendinden emindi, "Olamaz" dedi, "UFO'lar gelecek ama kimseyi kaçırmayacak". Rüzgar ninni söylüyordu o sıra, berbat şakacılar, işin tadını kaçırıyordu. Kayıp denince, herkeste bir panik. Son görüldüğü yerden başladılar, kayıpları aramaya. Altına bulasanız, kimsenin yan gözle bakmayacağı şarkıcılar, uzaylılar tarafından kaçırılmıştı. Erzurum'da çocuklar, tahta atlarıyla sulardan geçiyordu o sıra. Şakacılar kendinden geçiyordu, oltaya takılan balıklara bakıp. Ajanslar haber geçiyordu, "Kayıp aranıyor" diye... Onlar zaten kayıptı da, ayıptır sorması, "Bulunsalar ne olacaktı acaba?" Sonrasında gerçek anlaşıldı. Herkes uykusundan uyandı. Şarkıcılar ortaya çıktı, balıklar sudan çıktı tek sıra. Aslında UFO'lar değildi şarkıcıları kaçıran. Şaka, altına kaçırdı. Tanıtım meselesine gelince... Turizme bundan güzel(!) bir hizmet olamazdı kuşkusuz.