Adamın dükkanında işleri iyi gidiyor. Satışları her geçen gün gittikçe artıyor. Biraz borcu da var ama, iyi para kazanıyor. O dükkan yetmediği için yeni işyerleri açıyor. Ancakbuarada,sağlığıdagiderekbozuluyor. Önce tansiyonu çıktı. Sonra midesinde ülser belirdi. Kalp atışları da pek iyi değil. Sıksıkbaşıağrıyor. Doktorlar, "Sen 'Dükkandaki işini büyüttüm' diye sevinirken sağlığın elden gidiyor. Bu gidişin sonu iyi değil" diye onu uyarıyorlar. Sayınokurum... Türkiye'deki manzara aynen bu tüccarın durumuna benziyor. Ekonomi büyüyor, ihracat ve yatırımlar artıyor ama bir yandan da hastalıklar nüksediyor. Bazı yaralar giderek tehlikeli bir hal alıyor. Gerekliilaçtedavileriyapılamıyor.Yapılanlardayetersizkalıyor. Türkiye İstatistik Kurumu, 2005 yılı büyüme oranını yüzde 7.6 olarak açıkladı. Kişi başı milli gelirimiz de ilk kez 5 bin doların üstüne çıktı. Başbakan ve bakanlar bu rakamları açıklayarak övündüler. "Gördünüz mü iktidarımız ekonomide ne kadar başarılı oldu" diye propaganda yaptılar. İyigüzelde,birdemadalyonunöbüryüzüvar. Otarafahiçbakanyok. Oysa o tarafta, yüzde 11'i bulan işsizlik var. Artan kapkaç ve hırsızlık olayları var. Okullardaki şiddet olayları var. Mafya var. DahadakötüsüGüneydoğu'daşehirlerikuşatanterörolaylarıvar. Üstelik de bu terör kentten kente sıçrıyor. Dün Şırnak ve Diyarbakır, bugün Kars. Yarın başka bir il. İstanbul'da bile terör can alıyor. Durum endişe verici. Çünkü terör şehre indi. Dünyada da şehre inen terör dağdaki terörden çok daha tehlikeli olarak kabul ediliyor. İşyok,huzuryok. Endişeçok. Şimdi böyle bir ortamda yüzde 7 büyünse ne olur, yüzde 10 büyünse ne olur! Halkın umurunda mı? Halk, çocuğunu güven içinde okula göndermek istiyor. Sokakta terör görmek istemiyor. Kapkaçvehırsızlıkolaylarınınönlenmesiniistiyor. İş bulmak istiyor. Halka "Bunlar yok ama büyüme var" diyemezsiniz. Derseniz, halk da size "Böyle büyümenin canı cehenneme" cevabını verir.