Birokuyucumşöylesoruyor:Mevlit'e gittik, Mevlit okundu, Kur'an okundu, dualar okundu ve biz saygı ile dinledik. Okumalar bittikten sonra ben saçımı açtım. Dinleyicilerden bir kadın bana geldi ve "Herşeyiberbatettin,saçınıaçtınbütünmeleklerkaçtı" dedi ve bana bunu kızgın bir tavırla söyledi. Şimdi ben soruyorum: Bir bayanın saçının açılmasından dolayı melekler kaçar mı?
CEVAP: Bu iddia bütünüyle dayanaksızdır, hatta yalandır. Her şeyden önce İslamiyet'te doğruluk, dürüstlük asıldır. Yalan ile, zan ile ve de uydurmalar ile din de olmaz, dünya işleri de olmaz. Hemen sormak gerekir o çok bilmiş bayana, "Bununeredençıkarıyorsun?Hangikitaptaokudunvehangisağlamkaynaktanöğrendin?" diye. Eminim ki susacak ve hiçbir cevap veremeyecektir. Çünkü yüce dinimizde böyle saçmalıklara yer yoktur. Bir defa bizim gelen ve giden meleklerle ne işimiz vardır? Hangi meleğin geldiğini gittiğini nereden ve nasıl bilmişler? Diyelim ki, gelmişler veya gitmişler bizimle ne ilgisi vardır? Sonra kadın saçı melun, yani lanetli bir varlık mıdır ki melekler onu görünce kaçıyorlar? Gerçi meleklerin herhangi bir lanetli varlıktan kaçıp kaçmadıklarını da bilmiyoruz. Müslümanlığa göre öyle lanetli varlıkları da ben bugüne kadar öğrenemedim. Kısacası kadın saçını görünce meleklerin kaçacağına dair sözler yanlıştır, İslam'da yeri yoktur. Bu vesile ile ifade etmek isteriz ki, dine hurafeler biraz da böyle uydurmalar ile giriyor ve zaman içinde yer ediniyor. Bir daha böyle bir şeyle karşılaşıldığı zaman hemen aklımızla ölçmeliyiz ve dinde kaynağının ne olduğunu sormalıyız.
CEVAP: Bu konuda bir kaç meseleyi birlikte düşünmek gerekir: Birincisi ahrette bir ceza ve mükafat verilmesine ihtiyaç var mıdır? Evet, vardır. Çünkü eğer o ceza olmaz ise dünyadaki zulümler zalimlerin kesesine kalmış olur ve mazlumlar da gördükleri zulüm ile kalmış olurlar. Aynı biçimde ahrette bir mükafat olmaz ise, dünyada iyilik yapanlar iyiliklerinin karşılığını görmemiş olurlar. Bunun her ikisi de ilahi adalete aykırı olur. Dolayısıyla ahrette bir ceza ve mükafatın bulunması ilahi adaletin gereğidir. İkincisi Allah'ın adalet sahibi olduğuna inanmak esastır. Adalet Allah'ın sıfatlarından birisidir. Yüce Allah asla zulüm eylemez. Yani hak sahibinin hakkını verir, suçluya cezasını verir veya af eder ama, zulüm eylemez. Allah'ın cezası adaletin gereğidir. Affı ise lütfunun icabıdır. Üçüncüsü, ahret alemi ile ilgili bütün meseleleri ayrıntıları ile bilmek mümkün değildir. Sonuç olarak biz Allah'a, ahrete, cennete ve cehenneme inanırız ve de Allah'ın adaletine inanırız, gerisini de ayrıntıları ile bilmekle sorumlu değiliz. Çünkü ahret alemini ayrıntıları ile bilmek mümkün değildir.
***
BeyazHoca'nınkitapları * Güleryüzlüİslam * İslam ve Giyim Kuşam * İslamMutluKılmak * İslam Kolay Din * İslamMüjdesi * Alevi Dosyası * İslamveSiyasiDüzen * İslam'a Göre Milliyetçilik AlfaDağıtım: 0 (212) 511 53 03 Elif: 0 (212) 522 20 96 Özgün: 0 (212) 513 44 45 - 513 59 6063