Marifet dilde değil işini bil de geril! Bir sinema filmi, daha gösterime girmeden her gün gazetelerde, televizyonlarda boy gösterirse ben o filme tereddütle bakarım. Çünkü ne vakit böyle bir filme gitsem hayal kırıklığı yaşamışımdır. Şimdi yine beni sükut-u hayale uğratma ihtimali yüksek bir film var ki, o da "Keloğlan Kara Prense Karşı" Başrol oyuncusu da Mehmet Ali Erbil! Zaten film bana göre baştan kaybetti ancak bir gazetede gördüğüm röportaj ilgimi çekti. Efendim Mehmet Ali evladım, Tamer Karadağlı'ya verip veriştirirken araya da eklemiş: "İngilizcem yüzünden yurt dışına gidemedim..." Ayol ben Mehmet Ali Erbil'i hangi filmde izlesem hepsini aynı filmin devamı sandım! Çünkü Mehmet Ali oğlum, iyi adamı da oynasa, kötü adamı da oynasa, sussa, konuşsa hep aynı... Televizyonda sunuculuk yaparken ne ise, oynadığı film ve dizilerde de aynı tarz! Bu güzel evladım, herhalde Avrupalı yapımcıları da Türkiye'dekiler gibi zannetti. Yok öyle aynı tezgaha aynı rağbet... uuu uuu Aşk, gerçekten insanı baştan aşağı değiştiriyormuş kuzucuklarım. Sevgili Mazhar Alanson'un son konserindeki halini gördükten sonra bunu bir kez daha anladım. Ayol adamı kuklaya çeviren eşi Biricik Suden, şimdi de demir bir maske yapıp takıvermiş kocasının suratına! Kıskançlık desem, basit kalır, bilakis Mazhar evladımın bu halini genç kızlar pek bir çekici bulmuş! Yok olmadı farklılık istiyor desem, MFÖ'nün farkı sanatı... Ben bu işe akıl erdiremedim amma velakin, bu yaşta bu imajı yakıştıramadım.