Telefonun öteki ucunda bir süt üreticisi var. Malum son günlerde süt konusu gündemde...
Üretici okurumuz feryat figan anlatıyor: "Masraflarımız arttı. Artık hayvanlara bakamıyoruz. Elde ettiğimiz ürün, harcadığımız yem parasının yarısını bile karşılamıyor. Aldığımız kredileri artık ödeyemiyoruz. Aldığım bin 500 liralık kredi, faizlerle 9 bin liraya kadar çıktı. Bize bir çare..."
Başka bir çiftçi yine telefonda:
"Ürünümüz daha tarladayken değerini yitiriyor. Bizden yok pahasına aldıkları ürünler sofralarınıza yüksek fiyatlarla geliyor. Sanmayın ki bu paraları üretici kazanıyor. Bunlar aracıların kazançları. Üretici zor durumda. Bankalara kredi borçlarımızı ödeyemiyoruz. Hacizler kapıda.
Lütfen sesimizi duyurun..."
Böyle, onlarca telefon geliyor Anadolu'nun çeşitli yerlerinden. Ortak nokta borçlar. Daha doğrusu ödenemeyen krediler.
Tarım Bakanı Mehdi Eker birkaç gündür aldıkları tedbirleri anlatıyor. Sanırız başta süt üreticileri olmak üzere çiftçinin sorunlarına çözümler gelecek. Ama asıl ve en büyük sorunları yukarıda da söylediğimiz gibi ödeyemedikleri ve her gün faizlerle çoğalan kredi borçları.
Çiftçi de, aynı SSK priminde, vergide olduğu gibi bir 'barış' istiyor. Bankalara olan borçlarının yeniden yapılandırılması ve ödenebilir makul seviyelerde taksitlendirilmesi tek beklentileri. Aksi halde hepsi hacizlik olacak ve ellerindeki ekipmanlarını da kaybedecek. Çünkü şu anki şartlarıyla ödeme yapabilmeleri zor görünüyor.
Bu şekilde borçlanan çiftçilerin sayısının 200-300 bini bulduğu söyleniyor.